Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SİLAHSIZLANMAK : Turkish Turkish

silahlanmaktan vazgeçmek

SİLAHŞOR : Turkish Turkish

silahlı olan, silah kullanan kimse, savaşçı

SİLAHŞORLUK : Turkish Turkish

silahşor olma durumu

SİLAHTAR : Turkish Turkish

osmanlılar döneminde padişah, sadrazam, vezir gibi devlet büyüklerinin silahlarına bakan ve koruyan kimse

SİLAHTAR AĞA : Turkish Turkish

osmanlılar döneminde görevi sarayda padişahı korumak, törende padişahın kılıcını taşımak olan kimse

SILAYA GİTMEK : Turkish Turkish

ir süre ayrı kaldığı evini, yurdunu görmeye gitmek

ŞILDIR ŞILDIR : Turkish Turkish

(göz için) canlı, parlak

SİLDİRİLME : Turkish Turkish

sildirilmek eylemi

SİLDİRİLMEK : Turkish Turkish

silmek eylemi yapılmak

SİLDİRME : Turkish Turkish

sildirmek eylemi

SİLDİRMEK : Turkish Turkish

silmek eylemini yaptırmak

SİLDİRTME : Turkish Turkish

sildirtmek eylemi

SİLDİRTMEK : Turkish Turkish

sildirmek eylemini yaptırmak

ŞİLE : Turkish Turkish

mercanköşk

ŞİLEBEZİ : Turkish Turkish

gecelik, gömlek, peçete yapımında kullanılan, bir tür ince, yıkanabilir pamuklu kumaş

ŞİLEBEZİ : Turkish Turkish

u kumaştan yapılmış olan

SİLECEK : Turkish Turkish

taşıtlarda ön cama düşen yağmur damlalarını silmeye, gidermeye yarayan aygıt

SİLECEK : Turkish Turkish

paspas

ŞİLEM : Turkish Turkish

içte bir ekibin, en çok bir el vererek yaptığı oyun

ŞİLEP : Turkish Turkish

yük taşımaya yarayan gemi, yük gemisi

ŞİLEPÇİLİK : Turkish Turkish

şilep işletmeciliği

SİLGİ : Turkish Turkish

kalem ya da daktiloyla yazılmış ya da çizilmiş şeyleri silmeye yarayan, bileşiminde kauçuk olan madde

SİLGİ : Turkish Turkish

tebeşirle yazılmış şeyleri silmeye yarayan keçe, sünger ya da kumaş parçaları

SİLGİ : Turkish Turkish

hamam takımı, havlu

SİLİ : Turkish Turkish

arı, temiz