Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SİLİNDİRSEL : Turkish Turkish

silindir biçiminde olan, °silindirik

SİLİNDİRSEL YÜZEY : Turkish Turkish

doğrultman adı verilen düzlem bir eğriye dayanarak ve durağan bir doğruya koşut olarak yer değiştiren bir ana doğrunun çizdiği yüzey

SİLİNİP GİTMEK : Turkish Turkish

ir şey birdenbire yok olmak ya da unutulmak

SİLİNİŞ : Turkish Turkish

silinmek eylemi ya da biçimi

SİLİNME : Turkish Turkish

silinmek eylemi

SİLİNMEK : Turkish Turkish

silmek eylemine konu olmak

SİLİNMEK : Turkish Turkish

kendini silmek, kurulanmak

SİLİNMEK : Turkish Turkish

irden yok olmak, gözden kaybolmak

SİLİNTİ : Turkish Turkish

ir yazının silinmiş olduğunu gösteren iz

SİLİNTİLİ : Turkish Turkish

silintisi olan(kağıt, yazı)

SİLİNTİSİZ : Turkish Turkish

silinti izi bulunmayan

SİLİP SÜPÜRMEK 1) : Turkish Turkish

evi, ortalığı temizlemek

SİLİP SÜPÜRMEK 1) : Turkish Turkish

ne var ne yok hepsini yemek

SİLİP SÜPÜRMEK 1) : Turkish Turkish

yok etmek ya da alıp götürmek

SİLİS : Turkish Turkish

kum, çakmaktaşı, kuvars gibi silisyumun oksijenli bileşimlerine verilen ad

SİLİŞ : Turkish Turkish

silmek eylemi ya da biçimi

SİLİSÇİL : Turkish Turkish

silisli yerde iyi yetişen (bitki)

SİLİSİK ASİT : Turkish Turkish

silikatların asitlerle birleşmesiyle elde edilen zayıf bir asit

SİLİSİZ : Turkish Turkish

silisi olmayan, °iffetsiz

SİLİSİZLİK : Turkish Turkish

silisiz olma durumu, °iffetsizlik

SİLİSLENME : Turkish Turkish

yapısına silis katılması sonucu fosilleşme

SİLİSLİ : Turkish Turkish

yapısında ya da bileşiminde silis bulunan

SİLİSYUM : Turkish Turkish

atom sayısı 14 atom ağırlığı
06, yoğunluğu 2,34 olan, endüstride geniş ölçüde kullanılan ve doğada oksijenden sonra en bol bulunan element, simgesi si

SİLKELEME : Turkish Turkish

silkelemek eylemi

SİLKELEMEK : Turkish Turkish

üstündeki şeyleri düşürmek, kaydırmak için bir şeyi üst üste, birden silkmek