Turkish Turkish
SİLÜRYEN : Turkish Turkish
irinci çağın ikinci dönemi ve bu dönemde oluşan (yer katmanları)
SİLYON : Turkish Turkish
sefer halindeki gemilerin, direklerinde taşımak zorunda oldukları beyaz ışıklı fener
SİM : Turkish Turkish
gümüş
SİM : Turkish Turkish
genellikle işlemelerde kullanılan, gümüş görünüş ve parlaklığında olan iplik vb
SİM : Turkish Turkish
gümüş gibi parlayan
SİM : Turkish Turkish
ım, °işaret
SİMA : Turkish Turkish
yüz, °çehre
SİMA : Turkish Turkish
kimse, insan, tip
SIMAK : Turkish Turkish
kırmak, bozmak
SIMAK : Turkish Turkish
yenmek, °mağlup etmek
ŞİMAL, -Lİ : Turkish Turkish
kuzey
ŞİMALİ : Turkish Turkish
kuzeyle ilgili, kuzeye özgü, kuzey
ŞIMARIK : Turkish Turkish
şımarmış, şımartılmış
ŞIMARIKÇA : Turkish Turkish
şımarık (bir biçimde)
ŞIMARIKLIK : Turkish Turkish
şımarık olma durumu ya da şımarıkça davranış
ŞIMARIŞ : Turkish Turkish
şımarmak eylemi ya da biçimi
ŞIMARMA : Turkish Turkish
şımarmak eylemi
ŞIMARMAK : Turkish Turkish
kendisine gösterilen sevgi ve saygıdan ya da verilen değerden yüreklenerek yersiz ve aşırı davranışlarda bulunmak
ŞIMARTILMA : Turkish Turkish
şımartılmak eylemi
ŞIMARTILMAK : Turkish Turkish
şımartmak eylemine konu olmak
ŞIMARTMA : Turkish Turkish
şımartmak eylemi
ŞIMARTMAK : Turkish Turkish
şımarmasına yol açmak
ŞİMDİ : Turkish Turkish
şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda
ŞİMDİ : Turkish Turkish
az sonra, yakında
ŞİMDİ : Turkish Turkish
az önce, biraz önce, demin
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani