Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SİMGECİLİK : Turkish Turkish

sanat yapıtının değerini, gerçeğin olduğu gibi aktarılmasında değil, duygu ve düşüncelerin, imge ve biçimlerin uygunluk içinde düzenlenişinde gören, sözcüklerin müzik ve imge değerine dayanılarak en anlatılmaz duygu ayrımlarının bile sezdirilebileceğini

SİMGECİLİK : Turkish Turkish

ınsan usunun simgelerden başka bir şey olmadığını ileri süren görüş, °sembolizm

SİMGELEME : Turkish Turkish

simgelemek eylemi

SİMGELEMEK : Turkish Turkish

simge durumuna getirmek

SİMGELEŞMEK : Turkish Turkish

simge durumuna gelmek, simge özelliği kazanmak

SİMGELEŞTİRME : Turkish Turkish

simgeleştirmek eylemi

SİMGELEŞTİRME : Turkish Turkish

matematik bir kuramın simgesel bir dilde yeniden yazılması

SİMGELEŞTİRMEK : Turkish Turkish

ir şeyi simgeye dönüştürmek

SİMGELİK : Turkish Turkish

simge dizgesi

SİMGESEL : Turkish Turkish

simge ile ilgili, simge değerinde olan ya da simge olarak kullanılan, °sembolik

SİMGESEL MANTIK : Turkish Turkish

simgesel kalıplara verdiği önemli yerden dolayı çağdaş mantığa verilen ad

ŞİMİOTAKSİ : Turkish Turkish

( khemeia kimya, taksis düzenleme)

SİMİT : Turkish Turkish

halka biçiminde, genellikle üzerine susam konmuş çörek

SİMİT : Turkish Turkish

denizde kullanılan halka biçiminde cankurtaran

SİMİT : Turkish Turkish

simit biçiminde herhangi bir şey: direksiyon simidi

SİMİT : Turkish Turkish

ınce bulgur, düğürcük

SİMİTÇİ : Turkish Turkish

simit yapan ya da satan kimse

SİMİTÇİLİK : Turkish Turkish

simit yapma ya da satma işi

SİMİTSİ : Turkish Turkish

simit biçiminde olan

SİMLİ : Turkish Turkish

simi olan

SİMSAR : Turkish Turkish

komisyoncu

SİMSARİYE : Turkish Turkish

komisyon

SİMSARLIK : Turkish Turkish

komisyonculuk

ŞİMŞEK : Turkish Turkish

ir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında ya da bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık

ŞİMŞEK : Turkish Turkish

parıltı