Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SINIF : Turkish Turkish

takımlardan oluşan birlik, dalların altbölümü

SINIF : Turkish Turkish

önemlerine, niteliklerine göre kişi ya da nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri

SINIF : Turkish Turkish

elli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği

SINIF : Turkish Turkish

ordu personelinin savaştaki görevine göre yapılmış ayrım

SINIFLAMA : Turkish Turkish

ölümleme, °tasnif

SINIFLAMAK : Turkish Turkish

ölümlemek, °tasnif etmek

SINIFLANDIRMA : Turkish Turkish

ölümlendirme

SINIFLANDIRMAK : Turkish Turkish

ölümlendirmek

SINIFLANIŞ : Turkish Turkish

sınıflanmak eylemi ya da biçimi

SINIFLANMA : Turkish Turkish

ölümlenme

SINIFLANMAK : Turkish Turkish

ölümlenmek

SINIFLAŞMA : Turkish Turkish

sınıflaşmak eylemi

SINIFLAŞMAK : Turkish Turkish

halk yığınları arasında sınıf farkları oluşmak

SINIFLI : Turkish Turkish

üyeleri arasında sınıfsal ayrılıklar bulunan (toplum, topluluk)

SINIFSAL : Turkish Turkish

sınıfla ilgili

SINIFSIZ : Turkish Turkish

sınıfsal ayrılıkların olmadığı (toplum, topluluk.)

SINIFTA ÇAKMAK : Turkish Turkish

sınıfta kalmak

SINIFTA KALMAK : Turkish Turkish

aşarılı olamayan öğrenci, bir üst sınıfa geçemeyerek aynı sınıfta yeniden okumak

SİNİK : Turkish Turkish

sinmiş, yılmış, pusmuş

SINIK : Turkish Turkish

kırık, çıkık

SINIK : Turkish Turkish

yenilmiş, bozguna uğramış

ŞİNİK : Turkish Turkish

tahıl için kullanılan; sekiz kiloluk ölçek

ŞİNİK : Turkish Turkish

şiniğin alabileceği miktarda olan

SINIKÇI : Turkish Turkish

kırık, çıkık bağlayan kimse

SINIKÇILIK : Turkish Turkish

sınıkçının işi