Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

SİNİRLENDİRME : Turkish Turkish

sinirlendirmek eylemi

SİNİRLENDİRMEK : Turkish Turkish

sinirlenmesine neden olmak

SİNİRLENİŞ : Turkish Turkish

sinirlenmek eylemi ya da biçimi

SİNİRLENME : Turkish Turkish

sinirlenmek eylemi

SİNİRLENMEK : Turkish Turkish

duygu ve davranışlarını denetleyemeyecek duruma gelmek, öfkelenmek, köpürmek, °feveran etmek

SİNİRLERİ AYAKTA OLMAK : Turkish Turkish

çok sinirlenmiş bulunmak

SİNİRLERİ BOŞANMAK : Turkish Turkish

sinirlenip kendini tutamayarak bağırmak, ağlamak

SİNİRLERİ GEVŞEMEK ( YA DA YATIŞMAK) : Turkish Turkish

sinirliyken ferahlamak, sakinleşmek

SİNİRLERİ KUVVETLİ : Turkish Turkish

kolayca, çabuk heyecanlanmayan ya da sinirlenmeyen

SİNİRLERİ ZAYIF : Turkish Turkish

kolayca, çabuk heyecanlanan ya da sinirlenen

SİNİRLİ : Turkish Turkish

ıçinde sinir2 bulunun

SİNİRLİ : Turkish Turkish

kolayca ve çabuk sinirlenen, °asabi

SINIRLI : Turkish Turkish

sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, °hudutlu

SINIRLI : Turkish Turkish

sınırlanmış, belirlenmiş, belirli

SINIRLI DOĞRU : Turkish Turkish

aşı ve sonu belli olan doğru

SINIRLI SAYI : Turkish Turkish

sonsuz değerli olmayan sayı

SINIRLI SORUMLULUK : Turkish Turkish

orçlunun borcunu ödememesi durumunda, bütün mal varlığıyla değil de mal varlığının bir bölümüyle sorumlu olması durumu

SİNİRLİLİK : Turkish Turkish

sinirli olma durumu ya da sinirli bir biçimde davranma, °asabiyet

SINIRLILIK : Turkish Turkish

sınırlı olma durumu

SİNİROTLARI, -NI : Turkish Turkish

ıkiçenekli, çiçekli bitkiler takımı

SİNİROTU, -NU : Turkish Turkish

sinirotugillerden, çiçekleri tek bir sapın ucunda başak durumunda, birçok yabanıl türü bulunan ve hekimlikte kullanılan bir bitki (plantago)

SİNİROTUGİLLER : Turkish Turkish

sinirotlarından, ikiçenekli, bitişik taçyapraklı bitkiler familyası

SİNİRSEK : Turkish Turkish

güç kırılan, sert (odun vb.)

SİNİRSEL : Turkish Turkish

sinirle ilgili, sinir bakımından, °asabi

SİNİRSİZ : Turkish Turkish

siniri olmayan: sinirsiz et