Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SİNİRSİZ : Turkish Turkish

kolayca sinirlenmeyen, sakin, sinirli karşıtı

SINIRSIZ : Turkish Turkish

sınırı olmayan, bir sınırla ayrılmamış olan, °hudutsuz

SINIRSIZ : Turkish Turkish

pek çok, sonsuz

SINIRSIZ DOĞRU : Turkish Turkish

aşı ve sonu olmayan doğru

SINIRSIZ SAYI : Turkish Turkish

sonsuz değerli sayı

SINIRSIZ SORUMLULUK : Turkish Turkish

orçlunun borcunu ödememesi durumunda alacaklıya karşı bütün mal varlığıyla sorumlu olması durumu

SINIRSIZLIK : Turkish Turkish

sınırsız olma durumu

SİNİŞ : Turkish Turkish

sinmek eylemi ya da biçimi

SİNLİK : Turkish Turkish

sinlerin bulunduğu yer, gömütlük, °mezarlık, ° kabristan

SINMAK : Turkish Turkish

kırılmak, parçalanmak, bozulmak

SINMAK : Turkish Turkish

yenilmek, bozguna uğramak

SİNME : Turkish Turkish

sinmek eylemi

SİNMEK, -ER : Turkish Turkish

kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak

SİNMEK, -ER : Turkish Turkish

korku, yılgınlık gibi nedenlerle konuşmamak, hareket etmemek ya da tepki göstermemek

SİNMEK, -ER : Turkish Turkish

hiç çıkmayacak ya da güç çıkacak biçimde işlemek, °nüfuz etmek

SİNMEK, -ER : Turkish Turkish

huy, alışkanlık vb. iyice yerleşmek

SİNOLOG : Turkish Turkish

sinoloji bilgini

SİNOLOJİ : Turkish Turkish

konu olarak çin dili ve edebiyatını ele alan filoloji

SİNONİM : Turkish Turkish

eşanlamlı, anlamdaş, °müteradif, °müradif

SİNSİ : Turkish Turkish

kötülük yaparken gizli ve kurnaz olan

SİNSİ : Turkish Turkish

gizlilik ve kurnazlık belirten

SİNSİ : Turkish Turkish

gizlice başlayan, yavaş gelişen ve ağır sonuçlar doğurabilen (hastalık vb.)

SİNSİCE : Turkish Turkish

gizlice, belli etmeden, el altından yapılan

SİNSİLEŞME : Turkish Turkish

sinsileşmek eylemi

SİNSİLEŞMEK : Turkish Turkish

sinsi duruma gelmek