Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SIRADIŞI : Turkish Turkish

sıradan olmayan, sıradanlığı kırmış

SIRAEVLER : Turkish Turkish

küçük bir alanda yoğun yerleşmeyi sağlayacak biçimde bitişik yapılmış konutlar topluluğu

SIRAINA GETİRMEK ( YA DA SIRASINI GETİRMEK) : Turkish Turkish

uygun zamanını, fırsatını bulmak

ŞIRAK : Turkish Turkish

ir nesne başka bir nesneye birdenbire, şiddetle çarptığında çıkan sert ve hışırtılı sesi anlatır

ŞIRAK ŞIRAK : Turkish Turkish

şırak sesinin sürekliliğini anlatır

ŞIRAKKADAK : Turkish Turkish

ansızın, birdenbire

SIRALAÇ : Turkish Turkish

ıçinde belli bir sıraya göre kâğıtlar konacak bölmeleri olan dosya ya da dolap, °musannif, °cilbent, °klasör

SIRALAMA : Turkish Turkish

sıralamak eylemi

SIRALAMAK : Turkish Turkish

irbiri ardı sıra ya da yan yana koyarak sıra durumuna getirmek

SIRALAMAK : Turkish Turkish

elirli bir düzene göre yerleştirmek ya da düzenlemek, sıraya koymak

SIRALAMAK : Turkish Turkish

söylenecek, yazılacak, yapılacak şeylere zihinde gerekli düzeni vermek

SIRALAMAK : Turkish Turkish

aynı davranışı birbiri ardınca birçok kez yapmak

SIRALAMAK : Turkish Turkish

aynı davranışı birçok şey üstünde yinelemek

SIRALAMAK : Turkish Turkish

(küçük çocuk) tutunarak yürümeye başlamak, tutunarak yürümek

SIRALANIŞ : Turkish Turkish

sıralanmak eylemi ya da biçimi

SIRALANMA : Turkish Turkish

sıralanmak eylemi

SIRALANMAK : Turkish Turkish

sıra oluşturacak biçimde yer almak

SIRALANMAK : Turkish Turkish

sıraya, düzene konulmak

SIRALATMAK : Turkish Turkish

sıralamak eylemini yaptırmak

SIRALAYICI : Turkish Turkish

sıraya koyan, sıralayan

SIRALI : Turkish Turkish

sıralanmış, düzenlenmiş, dizili

SIRALI : Turkish Turkish

yere, zamana, konuya, yönteme uygun olan

ŞIRALI : Turkish Turkish

tadı ve suyu bol

SIRALI SIRASIZ : Turkish Turkish

yer ya da zaman uygunluğu gözetmeksizin

SIRALI TÜMCE : Turkish Turkish

anlam yakınlığıyla bağlanmış tümcelerin oluşturduğu tümce