Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SIRÇA : Turkish Turkish

camdan yapılmış

SIRÇA KÖŞKTE OTURAN BAŞKASINA ( YA DA KOMŞUSUNA) TAŞ ATMAMALI : Turkish Turkish

kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalı

SIRÇAN : Turkish Turkish

eğrilmiş ip yumağı

SIRCI : Turkish Turkish

camları sırlayan işçi

SIRDAŞ : Turkish Turkish

irinin sırlarını bilen kimse, gizdeş, °mahrem

SIRDAŞLIK : Turkish Turkish

sırdaş olma durumu

ŞİRDEN : Turkish Turkish

gevişgetiren hayvanlarda, çiğnenmiş besinin bir kez daha mide sularıyla sindirildiği, dört bölümlü midenin dördüncü bölümü

SİREN : Turkish Turkish

taşıtlarda bulunan, tiz ses çıkaran aygıt

SIRF : Turkish Turkish

salt, ancak, yalnız

SIRF : Turkish Turkish

tümüyle, bütün olarak, büsbütün

ŞIRFINTI : Turkish Turkish

seviyesi düşük, bayağı (kadın)

SIRIK : Turkish Turkish

değnekten uzun ve kalınca ağaç

SIRIK DOMATESİ : Turkish Turkish

dalları sırıkla desteklenerek yetiştirilen, iri, düzgün ve etli meyve veren bir tür domates

SIRIK GİBİ : Turkish Turkish

ince uzun boylu

SIRIK HAMALI : Turkish Turkish

taşınacak yükleri sırığa geçirerek taşıyan hamal

SIRIKLA ATLAMA : Turkish Turkish

atletizmde, eldeki sırıktan güç kazanılarak belirli yükseklikteki çıtayı aşmak için yapılan bir yarışma türü

SIRIKLAMA : Turkish Turkish

sırıklamak eylemi

SIRIKLAMAK : Turkish Turkish

fasulye, domates gibi bitkilerin tutunması, dallarının desteklenmesi için yanlarına sırık dikmek

SIRIKLAMAK : Turkish Turkish

aşırıp götürmek, çalmak

SIRIKLIK : Turkish Turkish

gövde çapı on santimetreden küçük, alt yaprakları dökülmüş, aynı yaşta ince ağaçlardan oluşan koru ormanı

SIRIKLIK : Turkish Turkish

gövde çapı on santimetreden az genç, ince ağaç

ŞIRIL ŞIRIL : Turkish Turkish

genellikle suyun az ve sürekli aktığını anlatır

ŞIRILDAMA : Turkish Turkish

şırıldamak eylemi

ŞIRILDAMAK : Turkish Turkish

(su vb. için) akarken ya da dökülürken şırıl şırıl ses çıkarmak, şırıltıyla akmak

SIRILSIKLAM : Turkish Turkish

sırsıklam