Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SİRKAT, -Tİ : Turkish Turkish

çalma, hırsızlık

SİRKE : Turkish Turkish

salatalara, yemeklere ekşilik vermek için kullanılan ekşimiş üzüm suyu

SİRKE : Turkish Turkish

üzüm şırası, şarap, malt özü ve biranın ekşitilmesiyle yapılan, özellikle sirke asidinden oluşan ekşi sıvı

SİRKE : Turkish Turkish

it, tahtakurusu gibi asalak böceklerin yumurtası

SİRKECİ : Turkish Turkish

sirke (i) yapan ya da satan kimse

SİRKECİLİK : Turkish Turkish

sirke (i) yapma ya da satma işi

SİRKELENME : Turkish Turkish

sirkelenmek eylemi

SİRKELENMEK : Turkish Turkish

irçok sirke (ii) türemek

SİRKELEŞME : Turkish Turkish

sirkeleşmek eylemi

SİRKELEŞMEK : Turkish Turkish

sirke (i) durumuna gelmek, ekşimek

SİRKELİ : Turkish Turkish

ıçinde sirke (i) bulunan, içine sirke (i) konmuş olan

SİRKELİ : Turkish Turkish

üzerinde ya da içinde sirke (ii) oluşmuş olan

SİRKELİK : Turkish Turkish

sirke yapmaya yarar

SİRKEN : Turkish Turkish

yabanıl, ıspanak

SİRKEN : Turkish Turkish

yabanıl semizotu

SİRKENGEBİN, SİRKENCEBİN : Turkish Turkish

sirkeli bal şerbeti

SİRKESİNEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

eklembacaklılardan sirke, çürük meyve gibi şeylerin bulunduğu yerlerde yaşayan kısa duyargalı bir sinek (drosophila)

ŞİRKET, -Tİ : Turkish Turkish

ortaklık

SIRKINTI : Turkish Turkish

yoğurt, pekmez, su gibi sıvıların kaplarından sızan son damlalar, sızıntı

SIRKITMAK : Turkish Turkish

sıvıyı kabından son damlasına dek akıtmak, sızdırmak

SIRKMAK : Turkish Turkish

(sıvı için) sızmak

SİRKÜLASYON : Turkish Turkish

dolanım, °tedavül

SİRKÜLER : Turkish Turkish

genelge, °tamim

ŞIRLAĞAN : Turkish Turkish

susamyağı, şırlanyağı

SIRLAMA : Turkish Turkish

sırlamak eylemi