Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ŞIRLAMA : Turkish Turkish

şırlamak eylemi

ŞIRLAMA : Turkish Turkish

gaz ya da sıvının dar bir delik ya da kanaldan geçmesiyle duyulan ses

SIRLAMAK : Turkish Turkish

kimi nesnelere, toprak kaplara sır (ii) sürmek

ŞIRLAMAK : Turkish Turkish

şırıl şırıl ses çıkararak akmak

SIRLANMA : Turkish Turkish

sırlanmak eylemi

SIRLANMAK : Turkish Turkish

sırlamak eylemi yapılmak

ŞIRLANYAĞI, -NI : Turkish Turkish

susamyağı

SIRLI : Turkish Turkish

sır (ii) sürülmüş, sırı olan

SIRMA : Turkish Turkish

altın yaldızlı ya da yaldızsız ince gümüş tel

SIRMA : Turkish Turkish

ütbe gösteren şerit

SIRMA : Turkish Turkish

sırmadan yapılmış ya da sırma gibi olan

SIRMA SAÇ : Turkish Turkish

altın sarısı renginde saç

SIRMAKEŞ : Turkish Turkish

gümüş ya da başka madenleri haddeden çekip sırma yapan kimse

SIRMAKEŞHANE : Turkish Turkish

sırma yapılan yer

SIRMALI : Turkish Turkish

sırmayla işlenmiş ya da süslenmiş

SIRNAŞIK : Turkish Turkish

ir kimseden sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen

SIRNAŞIK : Turkish Turkish

sıkıntı veren, rahatsız eden, musallat olan

SIRNAŞIKÇA : Turkish Turkish

sırnaşığa yakışır (bir biçimde)

SIRNAŞIKLIK : Turkish Turkish

sırnaşık olma durumu ya da sırnaşıkça davranış

SIRNAŞIŞ : Turkish Turkish

sırnaşmak eylemi ya da biçimi

SIRNAŞMA : Turkish Turkish

sırnaşmak eylemi

SIRNAŞMAK : Turkish Turkish

sırnaşıkça davranmak

SIRNAŞTIRMAK : Turkish Turkish

sırnaşıklık yapmasına neden olmak

SİROKO : Turkish Turkish

akdeniz havzasında görülen çok kuru, çok sıcak bir rüzgâr

SİROZ : Turkish Turkish

karaciğerin irileşmesi ya da körelmesi ile beliren bir hastalık