Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SİROZLU : Turkish Turkish

siroza tutulmuş olan

SIRP : Turkish Turkish

ıslavların güney kolundan olan bir ulus ve bu ulusun soyundan olan kimse

SIRPAT : Turkish Turkish

kavgacı, yaramaz çocuk

SIRPÇA : Turkish Turkish

sırp dili

ŞİRPENÇE : Turkish Turkish

derialtı göze dokusunun ve yağbezlerinin yangılanmasından oluşan, genişlediğinde çok tehlikeli olabilen, stafilokokların neden olduğu bir kan çıbanı, kızılyara

SIRRA ERMEK : Turkish Turkish

gizli tutulan ya da giz durumunda olan bir şeyi anlamak, kavramak

SIRRA KADEM BASMAK : Turkish Turkish

ortalıktan yok olmak, ortalıkta görünmemek

ŞİRRET, -Tİ : Turkish Turkish

geçimsiz, huysuz, kavga çıkarmaktan hoşlanan, edepsiz, yaygaracı

ŞİRRETÇE : Turkish Turkish

şirret (bir biçimde)

ŞİRRETLEŞME : Turkish Turkish

şirretleşmek eylemi

ŞİRRETLEŞMEK : Turkish Turkish

huysuzlaşmak, edepsizleşmek, cadalozlaşmak

ŞİRRETLİK : Turkish Turkish

şirret olma durumu, yaygaracılık

ŞİRRETLİK : Turkish Turkish

şirretçe davranış

ŞİRRETLİK ETMEK : Turkish Turkish

edepsizce davranmak

SIRROLMA : Turkish Turkish

sırrolmak eylemi

SIRROLMAK : Turkish Turkish

ir şey ya da kimse akıl almaz bir biçimde ortadan yok olmak

SİRRUS : Turkish Turkish

saçakbulut

SIRSIKLAM : Turkish Turkish

üsbütün ıslak, çok ıslak, sırılsıklam

SIRSIKLAM : Turkish Turkish

ıyiden iyiye, adamakıllı

SIRSIKLAM ÂŞIK : Turkish Turkish

delicesine âşık

SIRSIKLAM OLMAK : Turkish Turkish

çok ıslanmak

SIRSIZ : Turkish Turkish

sır (ii) sürülmemiş; sırı olmayan

SIRT ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

(birine) artık önem vermemek, iyi davranmamak

SIRT ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

(bir şeye) artık önem vermemek, onu kabul etmemek, yapmamak ya da sürdürmemek

SIRT SIRTA VERMEK : Turkish Turkish

irbirlerine arkalarını dayayarak ya da sırtlarını dönerek