Turkish Turkish
SİSLENMEK : Turkish Turkish
sisle kaplanmak, çevreyi sis bürümek
ŞİŞLENMEK : Turkish Turkish
şiş saplanmak, şişle yaralanmak
ŞİŞLENMEK : Turkish Turkish
kama, çakı gibi bir araçla yaralanmak
SİSLİ : Turkish Turkish
üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık: sisli bir dağbaşı
ŞİŞLİK : Turkish Turkish
şiş (i) olma durumu
ŞİŞLİK : Turkish Turkish
şişmiş olan yer
ŞİŞLİK : Turkish Turkish
şiş3 olmaya elverişli
ŞİŞMAN : Turkish Turkish
deri altında fazla yağ toplanması nedeniyle vücudunun her yanı şişkin görünen (kimse), şişko, °mülahham
ŞİŞMANLAMA : Turkish Turkish
şişmanlamak eylemi
ŞİŞMANLAMAK : Turkish Turkish
şişman duruma gelmek
ŞİŞMANLATMA : Turkish Turkish
şişmanlatmak eylemi
ŞİŞMANLATMAK : Turkish Turkish
şişmanlamasını sağlamak, şişman duruma getirmek
ŞİŞMANLIK : Turkish Turkish
şişman olma durumu
ŞİŞME : Turkish Turkish
şişmek eylemi
ŞİŞMEK : Turkish Turkish
ıçi hava ya da gazlarla dolarak gerilmek
ŞİŞMEK : Turkish Turkish
ir şey emerek oylumu büyümek, genişlemek
ŞİŞMEK : Turkish Turkish
(vücudun bir yeri) ıçine yabancı bir maddenin girmesiyle ya da başka bir etkiyle gerilmek, kabarmak
ŞİŞMEK : Turkish Turkish
çok yemek yiyerek rahatsız olacak kadar doymak
ŞİŞMEK : Turkish Turkish
sp. yorularak koşuyu sürdüremez olmak
ŞİŞMEK : Turkish Turkish
gururlanmak, büyüklenmek
ŞİŞMEK : Turkish Turkish
ozulmak, bozum olmak, utanmak
SİSMİK : Turkish Turkish
depremle ilgili
SİSMOGRAF : Turkish Turkish
( seismos sallanma, graphein yazmak) depremyazar
SİSMOLOG : Turkish Turkish
deprembilim uzmanı
SİSMOLOJİ : Turkish Turkish
deprembilim
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani