Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BADERNA : Turkish Turkish

halatın aşınabilecek yerine sarılan bez, halat sargısı

BADİ : Turkish Turkish

ördek, ördek yavrusu

BADİ : Turkish Turkish

vücudu sıkıca saran, içe giyilen giysi

BADİ BADİ YÜRÜMEK ( YA DA GİTMEK) : Turkish Turkish

ördek gibi iki yana sallanarak yürümek (gitmek)

BADIÇ : Turkish Turkish

akla, fasulye, bezelye gibi tane sebzelerde, içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuk

BADİGARD : Turkish Turkish

koruma

BADİK : Turkish Turkish

ördek; palaz

BADİK : Turkish Turkish

kısa boylu

BADİKLEMEK : Turkish Turkish

ördek gibi iki yana sallana sallana yürümek

BADİRE : Turkish Turkish

irdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum

BADİYE : Turkish Turkish

çöl

BADYA : Turkish Turkish

ağzı geniş, yayvan, büyükçe su kabı

BAĞ : Turkish Turkish

ir şeyi başka bir şeye ya da birçok şeyleri topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel gibi düğümlenebilir nesne

BAĞ : Turkish Turkish

sargı

BAĞ : Turkish Turkish

ağlam, demet

BAĞ : Turkish Turkish

ılgi, ilişki

BAĞ : Turkish Turkish

kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti

BAĞ : Turkish Turkish

üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası

BAĞA : Turkish Turkish

deniz kaplumbağasının kabuğu

BAĞA : Turkish Turkish

kaplumbağa kabuğu

BAĞA : Turkish Turkish

kaplumbağa kabuğundan yapılmış ya da bu kabuğu andırır biçimde olan

BAGAJ : Turkish Turkish

yolcu yükü

BAGAJ : Turkish Turkish

tren, vapur gibi taşıtlarda yolcuların yüklerinin konduğu yer

BAGAJ : Turkish Turkish

otomobillerin yük konabilen, genellikle arkada olan bölümleri