Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ŞİSTLEŞMEK : Turkish Turkish

kömüre karışmış moloz oranının çok olması yüzünden, bir tabaka tümüyle işletilemez olmak

ŞİSTLİ : Turkish Turkish

şist gibi yapraklı

ŞİSTLİLİK : Turkish Turkish

kimi kayalara özgü olan dilimlere ayrılabilme durumu

SİSTOL : Turkish Turkish

yürek kasının kasılma devresi

ŞİSTSİ : Turkish Turkish

şist görünümünde ya da şist özelliği taşıyan

ŞİTA : Turkish Turkish

kış

ŞİTAİYE : Turkish Turkish

divan edebiyatı'nda kış mevsimini konu olarak işleyen koşuk

ŞİTAİYE : Turkish Turkish

ir kasidenin kışı anlatan giriş bölümü

SİTAYİŞ : Turkish Turkish

övme ya da övgü

SİTE : Turkish Turkish

daha çok belli meslek adamları için yapılmış ya da belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu

SİTE : Turkish Turkish

ılkçağda kendi yasalarıyla yönetilen bir ya da bir kaç kentten oluşan devlet: sümer siteleri

SİTE : Turkish Turkish

kent, °şehir

SİTEM : Turkish Turkish

ir kimseye, yaptığı bir hareketin ya da söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık gibi duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme

SİTEM ETMEK : Turkish Turkish

ir kimseye üzüldüğünü, kırıldığını öfkelenmeden belirtmek

SİTEMLİ : Turkish Turkish

sitem taşıyan

SİTİL : Turkish Turkish

üyük bakraç

SITMA : Turkish Turkish

anofel türü sivrisineğin sokmasıyla insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren bir hastalık, °malarya

SITMA AĞACI : Turkish Turkish

okaliptüs

SITMA GÖRMEMİŞ SES : Turkish Turkish

gür ve kalın ses

SITMA TUTMAK : Turkish Turkish

ateş ve ter nöbetleriyle titremeye başlamak

SITMA TUTMAK : Turkish Turkish

korkudan titremek

SITMABİLİM : Turkish Turkish

sıtma asalaklarını, sıtma sivrisineklerini, sıtma türlerini ve sıtmayla savaşı inceleyen asalakbilim dalı

SITMABİLİMCİ : Turkish Turkish

sıtmabilim uzmanı

SITMALAMA : Turkish Turkish

tedavi amacıyla sıtma asalağı aşılama

SITMALI : Turkish Turkish

sıtmaya tutulmuş (kimse)