Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SODYUM HİDROKSİT : Turkish Turkish

sabun yapımında kullanılan, 320 °c' de ergiyen kuvvetli bir baz, sut kostik (naoh)

SODYUM HİPOSÜLFİT : Turkish Turkish

fotoğrafçılıkta, eczacılıkta kullanılan, suda ergiyebilen kristal madde (na2s2o4)

SODYUM KARBONAT : Turkish Turkish

sabun yapımında, temizlik işlerinde kullanılan, güçlü bir alkali tuz (na2co3)

SODYUM KLORÜR : Turkish Turkish

tuz

SODYUM NİTRAT : Turkish Turkish

gübre yapımında, eti korumada kullanılan madde (nano3)

SODYUM SÜLFAT : Turkish Turkish

tekstil, kâğıt, cam sanayiinde kullanılan madde (na2so4)

SODYUMLU : Turkish Turkish

ileşiminde sodyum bulunan

SOF : Turkish Turkish

ir çeşit sertçe, ince yünlü kumaş

SOF : Turkish Turkish

ham ipekten yapılmış astarlık kumaş

SOFA : Turkish Turkish

evlerde oda kapılarının açıldığı genişçe yer, °hol

ŞOFBEN : Turkish Turkish

gaz ya da elektrikle çalışarak sıcak su sağlayan aygıt

SOFİ : Turkish Turkish

tasavvuf felsefesine bağlı olan (kimse), °mutasavvıf

SOFİLİK : Turkish Turkish

sofi olma durumu

SOFİLİK : Turkish Turkish

tasavvuf felsefesi

SOFİST : Turkish Turkish

sofizmden yana olan (kimse, düşünce vb.)

SOFİSTİK : Turkish Turkish

sofizm niteliğinde olan, yanıltmalı

SOFİYANE : Turkish Turkish

tasavvufla ilgili ya da mutasavvıflara yakışır biçimde olan

SOFİZM : Turkish Turkish

ilgicilik

ŞOFÖR : Turkish Turkish

karada kullanılan motorlu araçları sürüp yöneten kimse

ŞOFÖR MUAVİNİ ( YA DA YARDIMCISI) : Turkish Turkish

genellikle otobüs, kamyon, minibüs gibi karataşımacılığı yapan araçlarda şoföre, yolculara yardım eden kimse

ŞOFÖRLÜK : Turkish Turkish

şoför olma durumu

ŞOFÖRLÜK : Turkish Turkish

şoförün işi

SOFRA : Turkish Turkish

masa, sini gibi şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu

SOFRA : Turkish Turkish

yemek (yedirme ve yeme)

SOFRA : Turkish Turkish

irlikte yemek yiyenlerin tümü