Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SOĞURUCU : Turkish Turkish

soğurmayı yapabilen, soğurma özelliği olan

SOĞURUŞ : Turkish Turkish

soğurmak eylemi ya da biçimi

SÖĞÜŞ : Turkish Turkish

suda kaynatılıp pişirilen, suyundan ayrılarak soğuk yenen et

SÖĞÜŞ : Turkish Turkish

üzerine yağ ve limon konulmadan ve birbirine karıştırılmadan yenen domates, salatalık vb

SÖĞÜŞLEMEK : Turkish Turkish

hırsızlık, yankesicilik yoluyla ya da kumarda bir kimsenin parasını, malını almak

SOĞUŞMAK : Turkish Turkish

(toprak için) su soğurup tavlanmak

SÖĞÜT : Turkish Turkish

söğütgillerden, akarsu kenarlarında yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü olan büyük bir ağaç (salix)

SÖĞÜT ÖTLEĞENİ : Turkish Turkish

asya ve avrupa'da yaygın görülen bir ötleğen türü

SÖĞÜT YAPRAKBÖCEĞİ : Turkish Turkish

söğütlerin üzerinde yaşayan mavi, yeşil ya da mor renkli yaprakböceği

SÖĞÜTGİLLER : Turkish Turkish

ıkiçeneklilerden, söğüt, kavak ve benzeri türleri içine alan bir bitki familyası

SOĞUTKAN : Turkish Turkish

sıcaklığı azaltan, soğutma özelliği olan

SOĞUTKAN : Turkish Turkish

soğutmaç, soğutucu

SÖĞÜTLÜ : Turkish Turkish

söğüt ağaçları bulunan (yer)

SÖĞÜTLÜK : Turkish Turkish

söğüt ağacı bol olan yer

SOĞUTMA : Turkish Turkish

soğutmak eylemi

SOĞUTMAÇ : Turkish Turkish

soğutucu

SOĞUTMAK : Turkish Turkish

soğumasını sağlamak, soğumasına neden olmak

SOĞUTMAK : Turkish Turkish

(herhangi bir durum, kişi ya da olay) birine, bir yere ya da birşeye karşı duyulan sevgi ve ilginin yok olmasına neden olmak

SOĞUTUCU : Turkish Turkish

soğutma özelliği olan, °frigorifik

SOĞUTUCU : Turkish Turkish

yiyeceklerin sıcaktan bozulmasını önleyen, içecekleri soğutan, motorla çalışan dolap biçiminde aygıt, buzdolabı, °frijider

SOĞUTUCU : Turkish Turkish

ir makine ya da yapıda, aşırı ısınmayı önlemek için yer alan düzen

SOĞUTULMA : Turkish Turkish

soğutulmak eylemi

SOĞUTULMAK : Turkish Turkish

soğutmak eylemine konu olmak

SOĞUYUŞ : Turkish Turkish

soğumak eylemi ya da biçimi

SOHBET ETMEK : Turkish Turkish

dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirmek, söyleşide bulunmak, yarenlik etmek, °hasbıhal etmek