Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BAĞDAŞMAK : Turkish Turkish

anlaşmak, uzlaşmak, uymak, ºimtizaç etmek

BAĞDAŞMAK : Turkish Turkish

çocuk oyunlarında arkadaş olmak

BAĞDAŞMAZ : Turkish Turkish

irbirleriyle bağdaşık olmayan, uyuşmayan, bir araya gelmeyen

BAĞDAŞMAZLIK : Turkish Turkish

uyuşmazlık, geçimsizlik

BAĞDAŞTIRICI : Turkish Turkish

ağdaşma sağlayan

BAĞDAŞTIRMACILIK : Turkish Turkish

ir çok değişik öğretiyi kaynaştırmayı amaçlayan felsefi ya da dinsel görüş

BAĞDAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ağdaşmasını sağlamak

BAĞDAT'I TAMİR ETMEK : Turkish Turkish

karnını doyurmak

BAĞDOKUSU : Turkish Turkish

göze sayısı az, göze arası maddesi çok ve genel olarak diğer dokuları birbirine bağlayarak destek görevi yapan doku

BAGET : Turkish Turkish

ınce kısa değnek

BAGET : Turkish Turkish

tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş

BAGET EKMEK : Turkish Turkish

ince uzun ekmek

BAĞFİİL : Turkish Turkish

ulaç

BAĞI : Turkish Turkish

doğaüstü varlıkların yardımıyla sorun çözüldüğüne inanılan sanat, °sihir

BAĞICI : Turkish Turkish

üyücü

BAĞICI : Turkish Turkish

aştan çıkarıcı, büyüleyici

BAĞIL : Turkish Turkish

varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, görece, °izafi, °nispi

BAĞIL : Turkish Turkish

öyle olmadığı halde öyle sayılan, saymaca, °itibari

BAĞILDAK : Turkish Turkish

eşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ

BAĞILDAK : Turkish Turkish

kadınların âdet zamanında bağladıkları bez

BAĞILDEĞER : Turkish Turkish

ir aritmetik sayısının, önüne (+) ve (-) imleri yazıldıktan sonraki değeri

BAĞILDEĞER : Turkish Turkish

ir sayının rakamlarından her birinin bulunduğu basamağa göre aldığı değer

BAĞILLIK : Turkish Turkish

ağıl olma durumu, °izafiyet, °rölativite

BAĞILNEM : Turkish Turkish

ir metreküp hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı

BAĞIM : Turkish Turkish

ir şeyin ya da bir kimsenin gücü ve etkisi altında bulunma durumu, bağımlılık, °tabiiyet