Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SOKAKA DÜŞMEK : Turkish Turkish

(bir şey) çoğalıp değerini yitirmek

SOKAKTAKİ ADAM : Turkish Turkish

halktan biri

ŞOKE : Turkish Turkish

irdenbire şaşırtmak, hoşa gitmeyecek bir şey yapmak anlamında şoke etmek ya da birdenbire şaşırmak, hoşa gitmeyecek bir şeyle karşılaşmak anlamında şoke olmak deyimlerinde kullanılır

SÖKEL : Turkish Turkish

sakat (kimse), °malul

SÖKEL : Turkish Turkish

güçsüz

SÖKEL : Turkish Turkish

ateşli bir hastalık, humma

SOKET : Turkish Turkish

kısa çorap

SOKMA : Turkish Turkish

sokmak eylemi

SOKMAK, -AR : Turkish Turkish

irşeyin içine ya da arasına girmesini sağlamak

SOKMAK, -AR : Turkish Turkish

ir yere girmesini sağlamak, içeri almak

SOKMAK, -AR : Turkish Turkish

(bıçak, çakı, iğne vb. için) batırmak, saplamak: bıçağı kalçasına soktu

SOKMAK, -AR : Turkish Turkish

(böcek, zehirli hayvan için) ığnesini batırmak ya da ısırmak

SOKMAK, -AR : Turkish Turkish

yasak bir malı gizlice getirmek ya da götürmek

SOKMAK, -AR : Turkish Turkish

elli etmeden kötü bir malı vermek

SOKMAK, -AR : Turkish Turkish

konuşma sonrasında bir sözü, soruyu ya da düşünceyi söyleyi vermek

SOKMAK, -AR : Turkish Turkish

dokunaklı, kırıcı ya da acı söz söylemek

SOKMAN : Turkish Turkish

ir çeşit uzun konçlu çizme

SÖKME : Turkish Turkish

sökmek eylemi

SÖKMEK, -ER : Turkish Turkish

ir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak ya da gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak

SÖKMEK, -ER : Turkish Turkish

kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak

SÖKMEK, -ER : Turkish Turkish

üzgâr, sel, akarsu, bir şeyi yerinden çıkarmak, götürmek

SÖKMEK, -ER : Turkish Turkish

geçip gitmeye engel olan zorlukları atlatmak

SÖKMEK, -ER : Turkish Turkish

karışık bir yazıyı okumak

SÖKMEK, -ER : Turkish Turkish

okuyabilme becerisini kazanmak

SÖKMEK, -ER : Turkish Turkish

çıkması, akması kolaylaşmak