Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SOPALAMA : Turkish Turkish

sopalamak eylemi

SOPALAMAK : Turkish Turkish

sopa ile vurmak, dövmek

SOPALI : Turkish Turkish

elinde sopası olan

SOPRANO : Turkish Turkish

kadın ya da erkek çocuğun en ince sesi

SOPRANO : Turkish Turkish

sesi böyle olan sanatçı

SOPRANO : Turkish Turkish

ir çalgı topluluğunda en ince sesleri veren müzik araçları

SOPSOĞUK : Turkish Turkish

çok soğuk

SÖR : Turkish Turkish

katolik mezhebinde kendini dine adayan ve manastırda yaşayan kadın

SÖR : Turkish Turkish

katolik mezhebinde dinle ilgili bir yükümlülük almayan, ama din uğruna hemşirelik, hastabakıcılık gibi işlerde çalışan kadın

SORDURMA : Turkish Turkish

sordurmak eylemi

SORDURMAK : Turkish Turkish

sormak eylemini yaptırmak

SORDURULMAK : Turkish Turkish

sordurmak eylemi yapılmak

SÖRF : Turkish Turkish

üyük dalgalar üzerinde dengede kalmaya dayanan su sporu

SÖRF : Turkish Turkish

u sporun yapılmasını sağlayan tahta araç

SORGU : Turkish Turkish

sormak eylemi

SORGU : Turkish Turkish

ceza muhakemeleri usul yasasına göre, sanığın araştırma konusu olayla ilgili olarak yargıç karşısındaki beyanı, °istintak

SORGU SUAL : Turkish Turkish

soruşturma

SORGU YARGICI ( YA DA HÂKİMİ) : Turkish Turkish

sanıkları sorguya çeken yargıç, °müstantik

SORGUÇ : Turkish Turkish

kimi kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy

SORGUÇ : Turkish Turkish

serpuşların ön tarafına takılan tüy ya da püskül biçimindeki süs

SORGUÇLU : Turkish Turkish

sorgucu olan

SORGULAMA : Turkish Turkish

sorgulamak eylemi

SORGULAMAK : Turkish Turkish

suç niteliğinde bulunan bir sorun üzerine ilgili bulunanlara sorular sormak

SORGULAMAK : Turkish Turkish

ir sorunu, bir gerçeği eleştirel olarak incelemek

SORGULANIŞ : Turkish Turkish

sorgulanmak eylemi ya da biçimi