Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ŞÖVALYE : Turkish Turkish

eski roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş

ŞÖVALYE : Turkish Turkish

ortaçağ avrupa'sında özel eğitimle yetişmiş, belli ülküler taşıyan, soylu, atlı savaşçı

ŞÖVALYE : Turkish Turkish

derebeylik düzeninde soyluluk sanlarının en alt derecesi

ŞÖVALYE : Turkish Turkish

günümüzde fransız hükümetinin verdiği onur belgesi ve nişanı

ŞÖVALYE YÜZÜĞÜ : Turkish Turkish

kaşı2 kalın ve köşeli bir çeşit yüzük

ŞÖVALYELİK : Turkish Turkish

şövalye olma durumu

ŞÖVALYELİK : Turkish Turkish

şövalyenin bağlı olduğu derebeylik kurumu

ŞÖVALYELİK : Turkish Turkish

gereğinden çok yüreklilik, atılganlık gösterme durumu

SÖVDÜRME : Turkish Turkish

sövdürmek eylemi

SÖVDÜRMEK : Turkish Turkish

sövmek eylemini yaptırmak ya da sövmesine yol açmak

SÖVE : Turkish Turkish

kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve

SÖVE : Turkish Turkish

eşik

SÖVE : Turkish Turkish

avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar

SÖVEN : Turkish Turkish

üyük sopa

SÖVEN : Turkish Turkish

çit yapmakta kullanılan büyük kazık

ŞOVEN : Turkish Turkish

şovenizmden yana olan (kimse, görüş vb.)

ŞOVENLİK : Turkish Turkish

şoven olma durumu ya da şovence davranış

ŞOVENLİK : Turkish Turkish

değişik ırk ve uluslar arasında ırksal ve ulusal düşmanlık yaratmayı amaçlayan ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı ve bağnaz ulusçuluk akımı

SÖVGÜ : Turkish Turkish

sövmek için söylenen söz, sövme, °küfür

SÖVGÜCÜ : Turkish Turkish

söven, °küfreden

SÖVGÜCÜLÜK : Turkish Turkish

sövgücü olma durumu

SÖVME : Turkish Turkish

sövmek eylemi, sövgü, °küfretme

SÖVME : Turkish Turkish

ir kimsenin namus, onur ve kişiliğine yapılan her türlü saldırı

SÖVMEK, -ER : Turkish Turkish

onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, °küfretmek

SÖVÜLME : Turkish Turkish

sövülmek eylemi