Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SOYSAL : Turkish Turkish

soyla ilgili

SOYSERİM : Turkish Turkish

ir organizmanın, çevre koşullarında gösterdiği değişiklik, °fenotip

SOYSUZ : Turkish Turkish

soyunun özelliklerini yitirmiş olan (kimse, bitki vb.)

SOYSUZ : Turkish Turkish

dirimbilimsel, törel ve toplumsal ölçüler yönünden göze batacak denli kötüye giden (kimse), °dejenere

SOYSUZ : Turkish Turkish

kötü tanınmış, ahlaksız

SOYSUZCA : Turkish Turkish

soysuz (bir biçimde)

SOYSUZLAŞMA : Turkish Turkish

soysuzlaşmak eylemi

SOYSUZLAŞMAK : Turkish Turkish

dirimbilimsel, törel, toplumsal, doğal bozulmaya, dağılmaya uğramak; yaşama biçimi ve görevlerinde gerilemek, bozulmak, yozlaşmak, °tefessüh etmek, °dejenerasyon

SOYSUZLAŞMAK : Turkish Turkish

soyunun üstün değer ve niteliğini kaybetmek

SOYSUZLAŞTIRMA : Turkish Turkish

soysuzlaştırmak eylemi

SOYSUZLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

soysuz bir duruma getirmek

SOYSUZLUK : Turkish Turkish

soysuz olma durumu ya da soysuzca davranış

SOYTARI : Turkish Turkish

söz ve davranışlarıyla halkı güldürüp eğlendiren kimse, °maskara

SOYTARI : Turkish Turkish

hileci, yaltakçı kimse, °kaşmer

SOYTARI : Turkish Turkish

padişah, kral ve prensleri eğlendiren şaklaban

SOYTARILIK : Turkish Turkish

soytarı olma durumu ya da soytarıya yakışır davranış, °kaşmerlik, °maskaralık

SOYU BOZUK : Turkish Turkish

iyi bir aileden değil

SOYULMA : Turkish Turkish

soyulmak eylemi

SOYULMAK : Turkish Turkish

soymak eylemine konu olmak: elmalar soyuldu. evleri soyuldu

SOYULMAK : Turkish Turkish

(deri için) kabarıp dökülmek

SOYUNMA : Turkish Turkish

soyunmak eylemi

SOYUNMA ODASI : Turkish Turkish

oyuncuların soyunup giyindiği yer

SOYUNMAK : Turkish Turkish

üstündeki giysilerin bir bölümünü ya da tümünü çıkarmak

SOYUNMAK : Turkish Turkish

kendini herhangi bir biçimde göstermeye çalışmak

SOYUNMAK : Turkish Turkish

(mevlevilikte) tarikata girmek