Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SU GİBİ (OLMAK) : Turkish Turkish

çok ıslak (olmak)

SU GİBİ AKMAK (ZAMAN) : Turkish Turkish

hızla geçmek

SU GİBİ AKMAK (ZAMAN) : Turkish Turkish

(para, yiyecek vb.) çokça bulunmak

SU GİBİ AZİZ OL! : Turkish Turkish

su getirenlere iyi dilek olarak söylenir

SU GİBİ BİLMEK ( YA DA OKUMAK) : Turkish Turkish

yanlışsız ve çok iyi bilmek ya da hızlı okumak

SU GİBİ EZBERLEMEK : Turkish Turkish

çok iyi ezberlemek

SU GİBİ GİTMEK : Turkish Turkish

çok harcanmak

SU GİBİ TERLEMEK : Turkish Turkish

çok terlemek

SU GÖTÜRMEZ : Turkish Turkish

aşka bir yoruma elverişli olmayan, kesin

SU GÖTÜRÜR YERİ OLMAMAK : Turkish Turkish

aşka türlü yorumlanacak bir yönü bulunmamak

ŞU GÜNLERDE ( YA DA SIRADA) : Turkish Turkish

çok uzak olmayan bir zamanda

ŞU GÜNLERDE ( YA DA SIRADA) : Turkish Turkish

içinde yaşadığımız günlerde

ŞU HALDE : Turkish Turkish

öyleyse, buna göre, bu durum karşısında, sonuç olarak denilebilir ki

SU İÇİNDE : Turkish Turkish

(fiyat için) en azından, kolaylıkla

SU İÇİNDE KALMAK : Turkish Turkish

çok terlemek

SU İKTİZA ETMEK : Turkish Turkish

gusül gerekmek

SU KAÇIRMAK : Turkish Turkish

su sızdırmak

SU KAÇIRMAK : Turkish Turkish

aş ağrıtmak, can sıkmak

ŞU KADAR Kİ : Turkish Turkish

ancak, şu da var ki, bununla birlikte, ne var ki

SU KAPMAK : Turkish Turkish

(yaralar için) azmak

SU KATILMAMIŞ : Turkish Turkish

kendine özgü durumunu koruyan, değişmemiş, bozulmamış olan

SU KESİMİ ( YA DA SU, HATTI) : Turkish Turkish

geminin su üstünde ve su altında kalan bölümlerinin kesiştiği yer

SU KESMEK ( YA DA SU, KESİLMEK) : Turkish Turkish

sulanmak

SU KİRECİ : Turkish Turkish

suyun içinde çabucak katılaşan bir tür kireç

SU KOYUVERMEK : Turkish Turkish

sebze ve et pişerken suyunu salıvermek