Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SUCU : Turkish Turkish

su satan ya da evlere su taşıyan kimse

SUCUK : Turkish Turkish

şişirilip kurutulmuş bağırsak içine baharlı et kıyması doldurularak yapılan bir tür yiyecek

SUCUK : Turkish Turkish

ceviz, badem içi gibi şeyler, bir ipliğe dizildikten sonra nişasta ile koyulaştırılmış kaynar üzüm şırasına batırılarak yapılan tatlı yiyecek

SUCUK GİBİ OLMAK ( YA DA ISLANMAK) : Turkish Turkish

aştan aşağı ıslanmak

SUCUKÇU : Turkish Turkish

sucuk yapan ya da satan kimse

SUCUKÇULUK : Turkish Turkish

sucuk yapma ve satma işi

SUCUKLAŞMAK : Turkish Turkish

ter ve kirle sucuk rengini ve görünümünü almak

SUCUKUNU ÇIKARMAK : Turkish Turkish

çok yormak

SUCUKUNU ÇIKARMAK : Turkish Turkish

çok dövmek

SUCUL : Turkish Turkish

suyu seven, suya düşkün: ördek sucul bir hayvandır

SUCUL : Turkish Turkish

suyu çeken, °hidrofil

SUÇULLUĞU, -NU : Turkish Turkish

ataklıkçulluğu

SUCULLUK : Turkish Turkish

sucul olma durumu, suyu sevme, °hidrofili

SUCULUK : Turkish Turkish

evlere su taşıma ya da satma işi

SUÇUNU BAĞIŞLAMAK ( YA DA BİRİNİN SUÇUNDAN GEÇMEK) : Turkish Turkish

ir kimseye işlediği suçun cezasını vermemek

SUÇÜSTÜ MAHKEMESİ : Turkish Turkish

failin suçüstü yakalandığı durumlarda duruşmasının görüldüğü mahkeme, °meşhut cürümler mahkemesi

SUÇÜSTÜ YAKALAMA : Turkish Turkish

suç işleyenin suçu işlediği sırada ya da eyleminden çok az önce yakalanması

SUÇÜSTÜ, -NÜ : Turkish Turkish

suçu işlerken, °cürmü meşhut

SUÇÜSTÜ, -NÜ : Turkish Turkish

suçu işlerken görülüp yakalanma

SÜCUT : Turkish Turkish

secdeye varma, secde etme

SUDA PİŞMİŞ : Turkish Turkish

haşlanmış

SUDAK : Turkish Turkish

levrekgillerden, tatlı sularda yaşayan, eti beyaz ve lezzetli bir balık (lucioperca fluviatilis)

SUDAN : Turkish Turkish

önemsiz, saçma, baştan savma, hiçbir nedene dayanmayan

SUDAN ÇIKMIŞ BALIĞA DÖNMEK : Turkish Turkish

herhangi bir nedenle ne yapacağını bilememek, çok şaşırmak

SUDAN GEÇİRMEK : Turkish Turkish

(çamaşırlar için) üstünkörü yıkamak