Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SÜNGÜLÜ : Turkish Turkish

süngü takmış olan

SUNGUR : Turkish Turkish

doğana benzeyen, küçük kuşlarla beslenen, kuş avında kullanılan yırtıcı bir kuş

SÜNGÜSÜ DEPREŞMESİN : Turkish Turkish

ölülerden kötü bir anışla söz edilirken söylenir

SÜNGÜSÜ DÜŞÜK : Turkish Turkish

sağlığı, esenliği bozuk

SÜNGÜSÜ DÜŞÜK : Turkish Turkish

ataklığı, etkinliği, neşesi kalmamış

SUNİ : Turkish Turkish

yapma, yapay, takma

SUNİ : Turkish Turkish

yapmacık, eğreti: suni bir gülüş

SUNİLİK : Turkish Turkish

yapma yapay olma durumu ya da özelliği, yapaylık

ŞUNLAR : Turkish Turkish

şu adılının çoğulu

SUNMA : Turkish Turkish

sunmak eylemi

SUNMAK : Turkish Turkish

(bir büyüğe ya da nezaket gereğince bir kimseye) bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, °takdim etmek

SUNMAK : Turkish Turkish

göstermek, dinletmek

SÜNME : Turkish Turkish

sünmek eylemi

SÜNMEK, -ER : Turkish Turkish

esnekliğini yitirerek gevşemek

SÜNMEK, -ER : Turkish Turkish

kopmadan uzamak, gerilmek

SÜNNET ÇOCUĞU : Turkish Turkish

sünnet edilmiş ya da edilecek çocuk

SÜNNET DÜĞÜNÜ : Turkish Turkish

erkek çocukların sünneti sırasında yapılan eğlence

SÜNNET EHLİ : Turkish Turkish

müslümanlıkta hz. muhammet'in koyduğu kuralları olduğu gibi uygulayan, onun izinden giden

SÜNNET ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

erkek çocukta üreme organının ucundaki deriyi çepeçevre kesmek

SÜNNET OLMAK : Turkish Turkish

sünnet edilmek

SÜNNET, -Tİ : Turkish Turkish

hz. muhammet'in müslümanlarca uyulması gerekli sayılan davranışları ve herhangi bir konuda söylemiş olduğu sözlerin tümü

SÜNNET, -Tİ : Turkish Turkish

(erkek çocukta) üreme organının ucundaki derinin çepeçevre kesilmesi

SÜNNET, -Tİ : Turkish Turkish

sünnet düğünü

SÜNNETÇİ : Turkish Turkish

çocukları sünnet eden kimse

SÜNNETÇİLİK : Turkish Turkish

sünnetçinin yaptığı iş