Turkish Turkish
SÜRAT, -Tİ : Turkish Turkish
hız, hızlılık, çabukluk, ivinti
SURATA BAK SÜNGÜYE DAVRAN : Turkish Turkish
öyle asık suratlı ki insan kendini düşmanla karşılaşmış sanıyor
SURATI DEĞİŞMEK : Turkish Turkish
ir kimseye karşı davranışı değişmek, daha sert bir durum almak
SURATI KASAP SÜNGERİYLE SİLİNMİŞ : Turkish Turkish
utanması, sıkılması kalmamış
SURATINA İNDİRMEK : Turkish Turkish
tokat atmak
SURATINDAN DÜŞEN BİN PARÇA OLMAK : Turkish Turkish
çok somurtmak, can sıkıntısını açıkça belli etmek
SURATINI EKŞİTMEK : Turkish Turkish
yüzüne memnun olmadığını belirten bir anlam vermek
SÜRATLE : Turkish Turkish
çabucak, çabuk, hızla
SÜRATLENDİRME : Turkish Turkish
süratlendirmek eylemi
SÜRATLENDİRMEK : Turkish Turkish
sürat vermek, hız kazandırmak, hızlandırmak
SÜRATLENME : Turkish Turkish
süratlenmek eylemi
SÜRATLENMEK : Turkish Turkish
hızı artmak, hızlanmak
SURATLI : Turkish Turkish
yüzü gülmez, somurtkan
SÜRATLİ : Turkish Turkish
çabuk devinen, çabuk giden, çabuk işleyen, hızlı
SURATSIZ : Turkish Turkish
somurtkan
SURATSIZ : Turkish Turkish
çirkin
SURATSIZ : Turkish Turkish
aksi, huysuz
SURATSIZLIK : Turkish Turkish
somurtkan olma durumu, somurtkanlık
ŞÛRAYIDEVLET : Turkish Turkish
danıştay
SÜRÇ : Turkish Turkish
sürçme
SÜRÇME : Turkish Turkish
sürçmek eylemi
SÜRÇMEK, -ER : Turkish Turkish
yürürken yanlış adım atıp dengesini bozmak
SÜRÇMEK, -ER : Turkish Turkish
dalgınlıkla yanlış bir iş yapmak, yanılmak
SÜRÇÜ LİSAN : Turkish Turkish
"ağızdan yanlışlıkla çıkan söz, dil sürçmesi" anlamında kullanılır
SÜRDÜRME : Turkish Turkish
sürdürmek eylemi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani