Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SÜRÜMLÜ : Turkish Turkish

sürümü çok olan, çok sürülen, satılan (mal)

SÜRÜMSÜZ : Turkish Turkish

sürümü olmayan, az satılan ya da satılmayan (mal)

SÜRÜMSÜZLÜK : Turkish Turkish

sürümü olmama durumu

SÜRÜNCEME : Turkish Turkish

ir işin sonuçlanıncaya değin boş yere uğradığı gecikmelerin tümü

SÜRÜNDÜRME : Turkish Turkish

süründürmek eylemi

SÜRÜNDÜRMEK : Turkish Turkish

sürünmek eylemini yaptırmak, sürünmesine neden olmak

SÜRÜNDÜRMEK : Turkish Turkish

güçlük ve sıkıntıya uğratmak

SÜRÜNDÜRÜLME : Turkish Turkish

süründürülmek eylemi

SÜRÜNDÜRÜLMEK : Turkish Turkish

süründürmek eylemi yapılmak

SÜRÜNGEN : Turkish Turkish

sürüngenlerden olan (hayvan)

SÜRÜNGEN : Turkish Turkish

yere yatay olarak uzanan (sap ya da kök)

SÜRÜNGENBİLİM : Turkish Turkish

sürüngenleri inceleyen hayvanbilim dalı

SÜRÜNGENBİLİMCİ : Turkish Turkish

sürüngenleri inceleyen hayvanbilimci

SÜRÜNGENLER : Turkish Turkish

omurgalıların, suda ve karada yaşayabilen yılan, kertenkele, kaplumbağa, timsah gibi yerde sürünerek ya da yürüyerek ilerleyen sınıfı

SÜRÜNGENLEŞMEK : Turkish Turkish

alçalmak, değerini yitirmek

SÜRÜNME : Turkish Turkish

sürünmek eylemi

SÜRÜNME : Turkish Turkish

çoğunlukla uzun gövdeli bir hayvanın, bacaklarının yardımı olmaksızın katı bir yüzeyde ilerlemesi

SÜRÜNMEK : Turkish Turkish

karnı üzerinde sürünerek ilerlemek

SÜRÜNMEK : Turkish Turkish

kendi üzerine sürmek

SÜRÜNMEK : Turkish Turkish

ir şeye değerek geçmek, geçerken değmek

SÜRÜNMEK : Turkish Turkish

sürümek eylemine konu olmak

SÜRÜNMEK : Turkish Turkish

yoksul ve perişan yaşamak

SÜRÜNÜŞ : Turkish Turkish

sürünmek eylemi ya da biçimi

ŞURUP : Turkish Turkish

çok kaynatılarak koyulaştırılmış şerbet

ŞURUP : Turkish Turkish

ıçinde çok miktarda şeker bulunan koyu sıvı kıvamda olan ilaç