Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SÜRÜP GİTMEK : Turkish Turkish

eskiden olduğu gibi, eskiden nasılsa gene öyle olmak, öyle devam etmek

SÜRUR : Turkish Turkish

sevinç

SÜRÜR : Turkish Turkish

kırmızı cıva oksit

SÜRÜŞTÜRME : Turkish Turkish

sürüştürmek eylemi

SÜRÜŞTÜRMEK : Turkish Turkish

sürekli olarak, yavaş yavaş ve ovarak sürmek

SÜRÜŞTÜRMEK : Turkish Turkish

özensizce, çabucak sürmek

SÜRÜSÜNE BEREKET! : Turkish Turkish

pek çok, pek bol

SÜRÜTME : Turkish Turkish

sürütmek eylemi

SÜRÜTME : Turkish Turkish

deniz dibini taramaya yarar, demir bir çerçeveye geçirilmiş ağ

SÜRÜTME : Turkish Turkish

deniz içinde çekilerek balık avlamaya yarar bir tür olta

SÜRÜTMEK : Turkish Turkish

sürümek eylemini yaptırmak

SÜRVEYAN : Turkish Turkish

ir işi, kurumu, işletmeyi kollayan, gözeten, denetleyen, gözetici

SÜRYANİ : Turkish Turkish

samilerin, arami kolunun doğu bölümünden olan bir hıristiyan topluluğu ve bu topluluktan olan kimse

SÜRYANİCE : Turkish Turkish

süryani dili

SÜS : Turkish Turkish

süslemeye, süslenmeye yarayan şey, bezek

SÜS : Turkish Turkish

süsleme ya da süslenme işi

SÜS : Turkish Turkish

güzellik veren, güzelleştiren şey

SÜS : Turkish Turkish

anlamı zenginleştiren yazın sanatı

SÜS İÇİN : Turkish Turkish

"yararlı olmak amacıyla değil" "ya da gerektiği için değil" anlamında kullanılır

SUS PAYI : Turkish Turkish

susmalık

SÜS PÜS : Turkish Turkish

(küçümseme duygusuyla) süs

SUSAK : Turkish Turkish

susamış olan; susayan

SUSAK : Turkish Turkish

salak, aptal

SUSAK : Turkish Turkish

sukabağından yapılmış ya da ağaçtan oyulmuş maşrapa

SUSAK AĞIZLI : Turkish Turkish

anlamsız, boş konuşan (kimse)