Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SÜSLÜ BİÇEM : Turkish Turkish

türlü yazın sanatlarıyla süslenmiş biçem

SÜSLÜ PÜSLÜ : Turkish Turkish

göze çarpacak derecede süslü

SUSMA : Turkish Turkish

susmak eylemi

SUSMA : Turkish Turkish

sesbirimler bütününün söylenmesi sırasındaki anlamlı durgu

SUSMA HAKKI : Turkish Turkish

ir soruşturma sırasında sanığın, ceza yönünden aleyhine sonuç doğuracak sorulara yanıt vermeme hakkı

SUSMAK, -AR : Turkish Turkish

konuşmasını kesmek ya da konuşmaktan kaçınmak

SUSMAK, -AR : Turkish Turkish

ses ya da gürültüyü kesmek, ses ve gürültü yapmamak

SUSMAK, -AR : Turkish Turkish

etkisini göstermemek, tepki göstermemek

SUSMALIK : Turkish Turkish

susması, karşı gelmemesi ya da bildiği bir gizi yaymaması için birine verilen para vb. şey, sus payı, °hakkısükût

SÜSME : Turkish Turkish

süsmek eylemi

SÜSMEK, -ER : Turkish Turkish

(boynuzlu hayvan) boynuzu ile vurmak, tos vurmak

SÜSPANSİYON : Turkish Turkish

taşıtlarda engeller nedeniyle oluşan sarsıntıları sönümlemeye yarayan makine donanımı

SUSPUS : Turkish Turkish

susmuş, sinmiş

SUSPUS OLMAK : Turkish Turkish

susmak, sinmek, hiç sesini çıkarmamak

SÜSSÜZ : Turkish Turkish

süsü olmayan, gösterişsiz, yalın, °sade

SUSTA : Turkish Turkish

(köpek) arka ayakları üzerinde durma

SUSTA : Turkish Turkish

emniyet yayı

SUSTA DURDURMAK : Turkish Turkish

köpeği arka ayakları üzerinde durdurmak

SUSTA DURDURMAK : Turkish Turkish

(bir kimseyi ya da birilerini) yıldırmak

SUSTA DURMAK : Turkish Turkish

(köpek) arka ayakları üzerinde durmak

SUSTA DURMAK : Turkish Turkish

korktuğu bir kimsenin karşısında saygılı ve çekingen davranmak

SUSTALI : Turkish Turkish

sustası olan

SUSTALI : Turkish Turkish

çakı

SUSTALI ÇAKI : Turkish Turkish

açıldıktan sonra sustasına basılmadıkça kapanmayan bir tür büyük çakı

SUSTALI MAYMUNA DÖNMEK : Turkish Turkish

korkudan suspus olmak