Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

SÜTUN : Turkish Turkish

oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey

SÜTUN : Turkish Turkish

alt alta sıralanmış şeyler dizisi

SÜTÜNE KALMAK : Turkish Turkish

insanlığına, namusuna kalmak

SÜTUNSU : Turkish Turkish

sütuna benzeyen

SUTYEN : Turkish Turkish

göğüsleri dik tutmak için kullanılan, saten, dantel vb. kumaşlardan yapılan kadın iç çamaşırı, memelik

SUTYENCİ : Turkish Turkish

sutyen diken ve satan kimse

SUTYENCİLİK : Turkish Turkish

sutyen dikip satma işi

ŞUUR : Turkish Turkish

ilinç

ŞUURALTI : Turkish Turkish

ilinçaltı

ŞUURLU : Turkish Turkish

ilinçli

ŞUURLULUK : Turkish Turkish

ilinçlilik

ŞUURSUZ : Turkish Turkish

ilinçsiz

ŞUURSUZLUK : Turkish Turkish

ilinçsizlik

SUÜSTÜ : Turkish Turkish

suyun üstünde olan bölüm ya da suyun üstünde yapılan

SÜVARİ : Turkish Turkish

atlı

SÜVARİ : Turkish Turkish

atlı asker

SÜVARİ : Turkish Turkish

gemi kaptanı

SÜVARİ ALAYI : Turkish Turkish

atlı askerlerden oluşan alay

SÜVARİLİK : Turkish Turkish

süvari olma durumu

SÜVARİLİK : Turkish Turkish

pantolonun dizine ve arkasına konulan parça

SUVARIM : Turkish Turkish

ir suvarmada ya da sulamada verilen su miktarı

SUVARMA : Turkish Turkish

suvarmak eylemi

SUVARMAK : Turkish Turkish

(hayvana) su vermek, su içirmek

SUVAT : Turkish Turkish

hayvan suvaracak yer

SÜVETER : Turkish Turkish

genellikle altına gömlek ya da bluz giyilen örgü kazak