Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TABAN : Turkish Turkish

üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, "tavan" karşıtı

TABAN : Turkish Turkish

ayakkabının alt bölümü

TABAN : Turkish Turkish

ir şeyin yere dayanan bölümü ya da bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık, duraç, °kaide

TABAN : Turkish Turkish

ir şeyin en alt bölümü

TABAN : Turkish Turkish

kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir

TABAN : Turkish Turkish

(değerlendirmede) en alt aşama

TABAN : Turkish Turkish

ir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle

TABAN : Turkish Turkish

ir ırmağın en derin olan orta yeri

TABAN : Turkish Turkish

ir cismin ya da bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey ya da çizgi, °kaide

TABAN : Turkish Turkish

dikey duran direk, çubuk, seren vb.'nin alt bölümü

TABAN : Turkish Turkish

tarlanın düz yeri

TABAN : Turkish Turkish

huy bakımından

TABAN : Turkish Turkish

yaradılıştan

TABAN BASMA : Turkish Turkish

güreşçinin bir ayağının tabanıyla, hasmının ayağına basıp eliyle çenesinden ya da omuzlarından tutarak çevirmesi

TABAN DÜZEYİ : Turkish Turkish

ir akarsuyun, aşındırma ile erişebileceği en alçak yer

TABAN FİYAT : Turkish Turkish

ir mala, resmi kuruluşlarca konulan fiyatın en alt sınırı

TABAN TABANA ZIT : Turkish Turkish

irbirine son derece aykırı

TABAN TEPMEK ( YA DA PATLATMAK) : Turkish Turkish

uzun yol yürümek

TABANA KUVVET : Turkish Turkish

ir yere yayan gitmekten başka çare olmadığını anlatır

TABANA KUVVET KAÇMAK : Turkish Turkish

çok hızlı, koşarak kaçmak

TABANCA : Turkish Turkish

kısa, hafif, cepte ya da belde taşınan ateşli silah

TABANCA : Turkish Turkish

içimi tabancaya benzeyen, genellikle elle sıkılarak çalıştırılan araç

TABANCA : Turkish Turkish

oyacılıkta kullanılan, basınçlı hava yardımıyla boya püskürtmeye yarayan araç

TABANCA BOYASI : Turkish Turkish

tabanca2 ile yapılmış boya

TABANLARI KALDIRMAK : Turkish Turkish

koşarak kaçmak