Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TABANLARI PARLAMAK : Turkish Turkish

çok yürümekten, çok ayakta durmaktan aşırı yorulmak

TABANLARI YAĞLAMAK : Turkish Turkish

uzak bir yere yayan gitmeye hazırlanmak

TABANLARI YAĞLAMAK : Turkish Turkish

hızlıca koşmak, kaçmak

TABANLI : Turkish Turkish

tabanı olan

TABANLI : Turkish Turkish

türlü siyasal partilerin üyelerinden oluşan

TABANLIK : Turkish Turkish

ayak sağlığı için kullanılan, ayakkabının içine yerleştirilen ortopedik kalıp

TABANSIZ : Turkish Turkish

tabanı olmayan

TABANSIZ : Turkish Turkish

korkak, yüreksiz

TABANSIZLIK : Turkish Turkish

tabansız olma durumu

TABANSIZLIK : Turkish Turkish

korkaklık, yüreksizlik

TABANVAY : Turkish Turkish

"yayan gitmek" anlamında kullanılan tabanvayla gitmek deyiminde geçer

TABASBUS : Turkish Turkish

yaltaklanma, yaltaklık

TABASBUS ETMEK : Turkish Turkish

yaltaklanmak

TABELA : Turkish Turkish

üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, im ya da resim bulunan, tahta, saç vb.den yapılan levha

TABELA : Turkish Turkish

hastane, yatılı okul, askeri birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge

TABELA : Turkish Turkish

hastanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt

TABELACI : Turkish Turkish

tabela1 yazan kimse

TABELACILIK : Turkish Turkish

tabelacının yaptığı iş, uğraş, meslek

TABERRÜK : Turkish Turkish

uğur sayma

TABETME : Turkish Turkish

tabetmek eylemi

TABETMEK : Turkish Turkish

asmak

TABI : Turkish Turkish

mizaç, huy, tabiat, karakter

TABI : Turkish Turkish

ası

TABİ OLMAK : Turkish Turkish

irinin buyruğu altına girmek, bir şeye ya da bir kimseye bağlı olmak

TABİ TUTMAK : Turkish Turkish

ağımlı kılmak