Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TAHSİSATI MESTURE : Turkish Turkish

örtülü ödenek

TAHSİSLİ : Turkish Turkish

ir şeye özgü kılınmış, bir şeye ayrılmış

TAHSİSLİ YOL : Turkish Turkish

elediyeye ait yolcu taşıtları için kent caddelerinde ayrılmış yol şeridi

TAHŞİYE : Turkish Turkish

haşiye yazma, çıkma4 yapma

TAHT, -TI : Turkish Turkish

hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk

TAHT, -TI : Turkish Turkish

hükümdarlık orunu, hükümdarlık

TAHTA : Turkish Turkish

düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç

TAHTA : Turkish Turkish

u parçalardan oluşmuş yüzey

TAHTA : Turkish Turkish

tahtadan yapılmış

TAHTA : Turkish Turkish

sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer

TAHTA ÇIKMAK : Turkish Turkish

hükümdar olmak

TAHTA PERDE : Turkish Turkish

iki yeri birbirinden ayıran tahta duvar

TAHTABİTİ, -Nİ : Turkish Turkish

tahtakurusu

TAHTABOŞ : Turkish Turkish

damın, en çoğu çamaşır sermeye yarayan ve çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, °taraça

TAHTACI : Turkish Turkish

anadolu'da yaşayan kimi alevilere verilen ad

TAHTAKURDU, -NU : Turkish Turkish

tahtadan yapılma eşyayı kemirerek delik deşik eden kınkanatlı böcek (anobium punctatum)

TAHTAKURULARI : Turkish Turkish

yarımkanatlılardan, pis kokulu, kan emici böcekler topluluğu

TAHTAKURUSU, -NU : Turkish Turkish

yarımkanatlılardan, uzunluğu
5 milimetre, vücudu oval ve yassı, kanatları körelmiş, oturulan, yatılan yerlerde üreyerek insan kanıyla beslenen, pis kokulu böcek (cimex lectularius)

TAHTALI : Turkish Turkish

tahtası olan

TAHTALI KÖY : Turkish Turkish

sinlik, mezarlık

TAHTALI KÖYÜ BOYLAMAK : Turkish Turkish

ölmek

TAHTAPAMUK : Turkish Turkish

döşemecilikte kullanılan bir dolgu ve örtü gereci

TAHTASI EKSİK : Turkish Turkish

aklı tam olmayan

TAHTAYA KALDIRMAK : Turkish Turkish

öğrenciyi sınav için kara tahtanın önüne çağırmak

TAHTELBAHİR, -HRİ : Turkish Turkish

denizaltı