Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TAHTEREVALLİ : Turkish Turkish

ıki ucuna birer kişi oturup, karşılıklı olarak havada yükselip inerek eğlenmeyi sağlayan, ortasından bir yere dayalı tahta kalas

TAHTEŞŞUUR : Turkish Turkish

ilinçaltı

TAHTIREVAN : Turkish Turkish

ınsan omzunda ya da deve, fil, at vb.ye yüklenerek götürülen, üstü örtülü, tekerleksiz taşıt

TAHTTAN İNDİRMEK : Turkish Turkish

hükümdarlığına son vermek

TAHVİL : Turkish Turkish

değiştirme, çevirme, döndürme, dönüştürme

TAHVİL : Turkish Turkish

devletin ya da özel bir kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, yıllık faiz getiren yazılı senet

TAHVİL ETMEK : Turkish Turkish

dönüştürmek

TAHVİLAT, -TI : Turkish Turkish

tahviller

TAK : Turkish Turkish

tahta vb. bir şeye vurulunca ya da silah patlayınca çıkan tok ve sert ses

TAK TAK : Turkish Turkish

ve tok bir biçimde ses çıkararak

TAK TAK : Turkish Turkish

kaba ve tek bir sesle

TAK TUK : Turkish Turkish

sert ve gevrek bir şeye vurulurken çıkan sesi yerme amacıyla kullanılır

TAK TUK : Turkish Turkish

sert bir şeye vurulduğunda çıkan kuru gürültüyü betimler

TAK, -KI : Turkish Turkish

ulusal bayramlarda ya da önemli bir olayı anmak için düzenlenen şenliklerde, geçit yapılacak caddelere geçici olarak kurulan, yazılar ve çiçeklerle süslenen kemer

TAKA : Turkish Turkish

doğu karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi

TAKA : Turkish Turkish

duvar içindeki kapaksız küçük dolap

TAKACI : Turkish Turkish

taka işleten kimse

TAKACILIK : Turkish Turkish

takacının işi

TAKADDÜM : Turkish Turkish

önce gelme

TAKADDÜM : Turkish Turkish

önce davranma

TAKALLÜS : Turkish Turkish

üzüşme, kasılma

TAKALLÜS ETMEK : Turkish Turkish

üzüşmek, kasılmak

TAKANAK : Turkish Turkish

alacak, borç

TAKANAK : Turkish Turkish

ılişki

TAKARRÜP : Turkish Turkish

yakınlaşma, yaklaşma, yanaşma