Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TAKARRÜR : Turkish Turkish

ir yerde karar kılma, yerleşme

TAKARRÜR : Turkish Turkish

karar verilme

TAKAS : Turkish Turkish

mal alıp karşılığında mal vererek ödeşme

TAKAS : Turkish Turkish

kliring

TAKAS ETMEK ( YA DA TAKAS TUKAS ETMEK) : Turkish Turkish

sayışmak; değiştirmek

TAKAT GETİRMEK : Turkish Turkish

dayanmak, katlanmak

TAKAT, -TI : Turkish Turkish

ir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hal, derman

TAKATI KALMAMAK ( YA DA KESİLMEK) : Turkish Turkish

gücü azalmak, bitmek

TAKATLI : Turkish Turkish

güçlü, dayanıklı

TAKATSIZ : Turkish Turkish

takatı kalmamış, argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz

TAKATSIZLIK : Turkish Turkish

takatsız olma durumu

TAKATUKA : Turkish Turkish

gürültü patırtı

TAKATUKA : Turkish Turkish

asımevlerinde dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz

TAKATUKA : Turkish Turkish

uzun tütün çubukları kullanıldığı çağlarda odanın ortasına yerleştirilen kül çanağı

TAKAYYÜT : Turkish Turkish

ağlı olma, bağlanma

TAKAYYÜT : Turkish Turkish

üstüne düşme, özen gösterme

TAKAZA : Turkish Turkish

azarlama, serzeniş

TAKAZA ETMEK : Turkish Turkish

azarlamak, serzenişte bulunmak, başa kakmak

TAKBİH : Turkish Turkish

kınama, ayıplama

TAKBİH ETMEK : Turkish Turkish

kınamak, ayıplamak

TAKDİM : Turkish Turkish

ir şeyi karşılıksız olarak birine verme, sunma

TAKDİM : Turkish Turkish

tanıtma, tanıştırma

TAKDİM : Turkish Turkish

öne alma, önceye alma

TAKDİM EDİLMEK ( YA DA OLUNMAK) : Turkish Turkish

sunulmak

TAKDİM EDİLMEK ( YA DA OLUNMAK) : Turkish Turkish

tanıtılmak, tanıştırılmak