Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TAKSİM : Turkish Turkish

ölme ve bölü

TAKSİM : Turkish Turkish

türk müziğinde faslın başında ve ortasında çalgıcının doğaçtan yaptığı gezinti

TAKSİM ETMEK : Turkish Turkish

ölmek, bölüştürmek, pay etmek

TAKSİMAT, -TI : Turkish Turkish

ölüntüler

TAKSİMETRE : Turkish Turkish

( taxis narh, metron ölçü) (...'.) taksilerde kullanılan, ödenecek ücreti gösteren sayaç

TAKSİR : Turkish Turkish

kısaltma, kısma

TAKSİR : Turkish Turkish

kusurda bulunma

TAKSİR : Turkish Turkish

dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilik ya da düzene, buyruklara ve talimata uymazlıktan doğan kusurlu olma durumu

TAKSİRAT, -TI : Turkish Turkish

kusurlar; suçlar

TAKSİRAT, -TI : Turkish Turkish

alınyazısı

TAKSİT ÖDEMEK ( YA DA TAKSİT VERMEK) : Turkish Turkish

elli zamanda ödeme koşuluna bağlanmış bir paranın bir bölümünü vermek

TAKSİT TAKSİT : Turkish Turkish

takside bağlanarak, taksitle

TAKSİT TAKSİT : Turkish Turkish

az az, bölüm bölüm, kısım kısım

TAKSİT, -Tİ : Turkish Turkish

ir borcun belli zamanlarda ödenmesi gerekli olan parçalarından her biri

TAKSİTÇİ : Turkish Turkish

taksitle satış yapan esnaf

TAKSİTÇİ : Turkish Turkish

taksitle alışveriş yapan kimse

TAKSİTE BAĞLAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi belli aralıklarla, belli miktarda ödeme koşulu ile almak ya da satmak

TAKSİTLENDİRME : Turkish Turkish

taksitlendirmek eylemi

TAKSİTLENDİRMEK : Turkish Turkish

taksite bağlamak

TAKT SAHİBİ : Turkish Turkish

davranış ve sözlerinde uygunluk arayan

TAKT, -TI : Turkish Turkish

yerinde konuşma ya da davranma

TAKTİ ETMEK : Turkish Turkish

parçalara ayırmak

TAKTİ, -İ : Turkish Turkish

kesme, parçalama

TAKTİ, -İ : Turkish Turkish

aruz ölçüsünde bir dizeyi ölçünün parçalarına göre ayırma

TAKTİK : Turkish Turkish

türlü savaş araçlarını belli bir sonuca ulaşmak amacıyla etkili biçimde birleştirerek ve kullanarak kara, deniz ya da hava savaşını yönetme sanatı, °tabiye