Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TAKTİK : Turkish Turkish

ıstenen sonuca ulaşmak amacıyla izlenen yol ve kullanılan yöntemlerin tümü

TAKTİKÇİ : Turkish Turkish

taktik uygulamada usta kimse

TAKTİKÇİLİK : Turkish Turkish

taktikçi olma niteliği

TAKTİR : Turkish Turkish

damıtma, imbikten çekme

TAKTİR ETMEK : Turkish Turkish

damıtmak

TAKTIRMA : Turkish Turkish

taktırmak eylemi

TAKTIRMAK : Turkish Turkish

takmak eylemini yaptırmak

TAKUNYALI : Turkish Turkish

takunyası olan, nalınlı

TAKUNYALI : Turkish Turkish

yobaz

TAKUNYASIZ : Turkish Turkish

takunyası olmayan, nalınsız

TAKVA : Turkish Turkish

günahtan sakınma, °züht

TAKVİM : Turkish Turkish

zamanı yıllara, aylara ve günlere ayıran yöntem

TAKVİM : Turkish Turkish

ir yılın günlerini, aylarını, sayılı günlerini gösteren çizelge ya da defter

TAKVİM : Turkish Turkish

yapılacak bir işin türlü evrelerini zamana bağlı olarak gösteren program

TAKVİYE : Turkish Turkish

erkitme, pekiştirme, sağlamlaştırma, kuvvetlendirme

TAKVİYE : Turkish Turkish

yardımcı kuvvet, destek

TAKVİYE ETMEK : Turkish Turkish

erkitmek, pekiştirmek, sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek, desteklemek

TAKYİT : Turkish Turkish

ağlı kılma, kısıtlama, °kayıtlama

TAKYİT ETMEK : Turkish Turkish

ağlı kılmak, bir davranışı kısıtlamak, birtakım koşullara bağlamak, °kayıtlamak

TAL : Turkish Turkish

kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı

TALAK, -KI : Turkish Turkish

ıslam dininde evliliğin sona ermesi, boşanma

TALAKAT, -TI : Turkish Turkish

düzgün söz söyleme kolaylığı

TALAKI SELASE : Turkish Turkish

mecelleye göre, kocanın ayrı ayrı üç kez ya da bir arada üç kez karısını boşadığını bildirmesiyle gerçekleşen boşanma

TALAN : Turkish Turkish

yağma, çapul

TALAN ETMEK : Turkish Turkish

yağmalamak