Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

TAMAM : Turkish Turkish

taşıtların yola koyulabileceğini anlatır

TAMAM : Turkish Turkish

eğenilmeyen bir iş ya da öneri karşısında söylenir

TAMAM BULMAK : Turkish Turkish

itmek, sona ermek

TAMAM GELMEK : Turkish Turkish

ir şeye uygun düşmek

TAMAM MI? : Turkish Turkish

"oldu mu, anlaştık mı?" anlamında soru

TAMAM OLMAK : Turkish Turkish

sona ermek, tamamlanmak

TAMAMEN : Turkish Turkish

tüm, bütün olarak, büsbütün

TAMAMI TAMAMINA : Turkish Turkish

tümüyle, tastamam

TAMAMİYET, -Tİ : Turkish Turkish

ütünlük

TAMAMIYLA : Turkish Turkish

tam olarak, büsbütün, °külliyen

TAMAMLAMA : Turkish Turkish

tamamlamak eylemi, °itmam

TAMAMLAMAK : Turkish Turkish

eksiksiz, tamam duruma getirmek, bütünlemek

TAMAMLAMAK : Turkish Turkish

itirmek

TAMAMLANIŞ : Turkish Turkish

tamamlanmak eylemi ya da biçimi

TAMAMLANMA : Turkish Turkish

tamamlanmak eylemi

TAMAMLANMAK : Turkish Turkish

eksiksiz duruma getirilmek, tamam olmak, bütünlenmek

TAMAMLANMAK : Turkish Turkish

itirilmek

TAMAMLATMA : Turkish Turkish

tamamlatmak eylemi

TAMAMLATMAK : Turkish Turkish

eksiğini yerine koydurmak, bütünletmek

TAMAMLAYICI : Turkish Turkish

tamam durumuna getiren, tamamlayan

TAMAMLAYICILIK : Turkish Turkish

tamamlayıcı olanın niteliği; karşılıklı olarak birbirini tamamlama

TAMAMLAYIŞ : Turkish Turkish

tamamlamak eylemi ya da biçimi

TAMAN : Turkish Turkish

elirli bir alanı olmayan, "hani, hani ya, galiba, sanırım, az önce, demin, vallahi" gibi sözcüklerin yerine kullanılan belirteç

TAMANİT : Turkish Turkish

doğal kalsiyum ve demir fosfat

TAMASALAK : Turkish Turkish

toprağa ve özümlemeye bağlı bütün besinlerini konakçıdan sağlayan bitkisel asalak