Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TANIMAZLIK : Turkish Turkish

tanımama durumu

TANIMAZLIKTAN GELMEK : Turkish Turkish

ir kimseyi tanıdığı halde tanımıyormuş gibi davranmak

TANIMLAMA : Turkish Turkish

tanımlamak eylemi, °tarif

TANIMLAMAK : Turkish Turkish

ir kavramı bütün öğeleri ile eksiksiz anlatmak, özel ve değişmez niteliklerini sayarak bir şeyi tanıtmak, °tarif etmek

TANIMLANMA : Turkish Turkish

tanımlanmak eylemi

TANIMLANMAK : Turkish Turkish

tanımı yapılmak, °tarif edilmek

TANIMLI : Turkish Turkish

tanımı yapılmış, tanımlanmış

TANIMLIK : Turkish Turkish

ıçeriğini, özet olarak belirtmek için bir bölümün başına konulan düşünce yazısı

TANIMSAL : Turkish Turkish

tanıma ilişkin, tanıma dayalı

TANIMSIZ : Turkish Turkish

tanımı yapılmamış, tanımlanmamış

TANINIŞ : Turkish Turkish

tanınmak eylemi ya da biçimi

TANINMA : Turkish Turkish

tanınmak eylemi

TANINMAK : Turkish Turkish

kim olduğu bilinmek

TANINMAK : Turkish Turkish

herhangi bir özelliği ile bilinmek

TANINMAK : Turkish Turkish

(hukuksal yönden) varlığı kabul edilmek

TANINMIŞ : Turkish Turkish

herhangi bir özelliği ile ün kazanmış olan

TANINMIŞ : Turkish Turkish

ünlü

TANINMIŞLIK : Turkish Turkish

tanınmış olma durumu

TANIŞ : Turkish Turkish

tanıdık kimse, bildik

TANIŞ ÇIKMAK : Turkish Turkish

daha önceden tanışmış olmak

TANIŞIK : Turkish Turkish

irbirini tanıyanlardan her biri

TANIŞIKLIK : Turkish Turkish

irbiriyle tanışmış bulunma, birbirini tanımış olma durumu

TANIŞIŞ : Turkish Turkish

tanışmak eylemi ya da biçimi

TANISIZLIK : Turkish Turkish

tanınan, bilinen varlıkları, görme, işitme gibi duyu organları yoluyla ayırt edememe durumu

TANISIZLIK : Turkish Turkish

sokrates gibi karşısındakini konuşturmak için bilmeme ya da descartes gibi herşeyden kuşkulanmak ilkesi olarak bilmeme, °agnosi