Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TARA : Turkish Turkish

ağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan eğri bir tür bıçak

TARAÇA : Turkish Turkish

ir yapının damında çevresi, üstü açık yer, °tahtaboş, °teras

TARAÇA : Turkish Turkish

toprak ya da başka malzemeyle elde edilen, bir duvarla desteklenen yüksek düzlük

TARAÇA : Turkish Turkish

seki

TARAF : Turkish Turkish

ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri

TARAF : Turkish Turkish

yön, yan, doğrultu

TARAF : Turkish Turkish

yöre, yer

TARAF : Turkish Turkish

ıstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden ya da iki topluluktan her biri

TARAF : Turkish Turkish

ir kişinin soyundan gelenlerin tümü

TARAF : Turkish Turkish

ir şeyin belli bölümü, kısmı

TARAF TUTMAK (ÇIKMAK YA DA OLMAK) : Turkish Turkish

irinden yana olmak, birinin görüş ve düşüncesini desteklemek

TARAFEYN : Turkish Turkish

ıki taraf

TARAFGİR : Turkish Turkish

ir tarafı kayıran, bir tarafı tutan

TARAFGİRLİK : Turkish Turkish

ir tarafı kayırma, bir tarafı tutma

TARAFIMA : Turkish Turkish

ana

TARAFIMDAN : Turkish Turkish

enden

TARAFINA : Turkish Turkish

ona

TARAFINDAN : Turkish Turkish

herhangi birinden

TARAFINDAN : Turkish Turkish

eliyle, aracılığıyla

TARAFINDAN : Turkish Turkish

türünden, çeşidinden

TARAFLI : Turkish Turkish

yanı ve yönü olan, yanlı

TARAFLI : Turkish Turkish

herhangi bir yöreden olan

TARAFLI : Turkish Turkish

herhangi bir düşünceyi, kanıyı, kimseyi destekleyen, yanlı

TARAFLILIK : Turkish Turkish

taraflı olma durumu, yanlılık

TARAFSIZ : Turkish Turkish

hiçbir düşünceyi, kanıyı paylaşmayan, tutmayan, yansız