Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TARAKLI : Turkish Turkish

aşında tarak bulunan (kuş ya da kadın)

TARAKLI : Turkish Turkish

yol yol nakışlı

TARAKLI : Turkish Turkish

tarağı geniş olan (ayak)

TARAKLI TIRMIK : Turkish Turkish

çok sayıda tarağı bulunan yem bitkilerinin kurutulmasını hızlandırmak için kullanılan döner aygıt

TARAKLILAR : Turkish Turkish

selenterelerin, saydam ve jelatinli deniz hayvanlarını içine alan sınıfı

TARAKOTU, -NU : Turkish Turkish

tarakotugillerden otsu bir bitki (dipsacus)

TARAKOTUGİLLER : Turkish Turkish

itişik taçyapraklı ikiçeneklilerden bir familya

TARAKSI : Turkish Turkish

tarağa benzer, tarağı andıran: taraksı duyarga

TARAKSI KAS : Turkish Turkish

uyluğun üst bölümünde bulunan kas

TARAKSIZ : Turkish Turkish

tarağı normal olan (ayak)

TARALI : Turkish Turkish

taranmış

TARAMA : Turkish Turkish

taramak eylemi

TARAMA : Turkish Turkish

alık yumurtası ile yapılan bir tür meze

TARAMA : Turkish Turkish

gölgeleri yol yol ve çizgi çizgi olan (resim, harita)

TARAMAK : Turkish Turkish

ir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek

TARAMAK : Turkish Turkish

ir şey ya da kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak

TARAMAK : Turkish Turkish

ir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak

TARAMAK : Turkish Turkish

taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek

TARAMAK : Turkish Turkish

makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek

TARAMAK : Turkish Turkish

derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek ya da gerekli tümceleri saptamak

TARAMAK : Turkish Turkish

dikkatle bakmak, süzmek

TARANGA : Turkish Turkish

ir tür tatlı su balığı

TARANIŞ : Turkish Turkish

taranmak eylemi ya da biçimi

TARANMA : Turkish Turkish

taranmak eylemi

TARANMAK : Turkish Turkish

taramak eylemi yapılmak