Turkish Turkish
TARTICI : Turkish Turkish
tartmakla görevli kimse
TARTIL : Turkish Turkish
tartıya dayanan
TARTILAMA : Turkish Turkish
ıstatikte üretim, fiyat, hizmet vb. değişkenlerin kendilerine ve değişimlerine uygulanan işlem
TARTILI : Turkish Turkish
tartılmış
TARTILI : Turkish Turkish
ölçülü, dengeli
TARTILIŞ : Turkish Turkish
tartılmak eylemi ya da biçimi
TARTILMA : Turkish Turkish
tartılmak eylemi
TARTILMAK : Turkish Turkish
tartmak eylemi yapılmak ya da tartmak eylemine konu olmak
TARTILMAK : Turkish Turkish
kendini tartmak
TARTIŞ : Turkish Turkish
tartmak eylemi ya da biçimi
TARTIŞILMA : Turkish Turkish
tartışılmak eylemi
TARTIŞILMAK : Turkish Turkish
tartışmak eylemi yapılmak
TARTIŞILMAZ : Turkish Turkish
tartışılacak bir yönü bulunmayan
TARTISIZ : Turkish Turkish
tartılmamış
TARTISIZ : Turkish Turkish
ölçüsüz, dengesiz
TARTIŞMA : Turkish Turkish
irbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma
TARTIŞMA : Turkish Turkish
ağız kavgası, °münakaşa
TARTIŞMA : Turkish Turkish
ir sorun üzerine sözle ya da yazılı olarak karşılıklı, kimi zaman da sertçe savunma
TARTIŞMACI : Turkish Turkish
ir konu ile ilgili ayrı görüşleri savunan kimselerin her biri
TARTIŞMAK : Turkish Turkish
ir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve kanıları karşılıklı savunmak
TARTIŞMAK : Turkish Turkish
ağız dalaşı yapmak, °münakaşa etmek
TARTIŞMAK : Turkish Turkish
(güreşte) karşı karşıya durum alıp elle birbirini yoklayarak zayıf yanlarını aramak
TARTIŞMALI : Turkish Turkish
tartışma yapılan
TARTIŞMALI : Turkish Turkish
tartışılmakta olan, kesinleşmemiş
TARTIŞMASIZ : Turkish Turkish
hiçbir tartışmaya yol açmayacak kadar kesin
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani