Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TARTMA : Turkish Turkish

tartmak eylemi

TARTMA : Turkish Turkish

(güreşte) güreşçiyi kucağa alıp ayağını yerden kesme

TARTMAK, -AR : Turkish Turkish

ir şeyin birim cinsten ağırlığını bulmak

TARTMAK, -AR : Turkish Turkish

ir şeyi avuç içinde sallayarak ağırlığını kestirmeye çalışmak

TARTMAK, -AR : Turkish Turkish

dikkatle incelemek; değer biçmek

TARTMAK, -AR : Turkish Turkish

inek hayvanlarının dizginlerini çekip bırakarak sallamak

TARTMAK, -AR : Turkish Turkish

ir şeyin bütün sonuçlarını düşünmek, °hesap etmek

TARTTIRMA : Turkish Turkish

tarttırmak eylemi

TARTTIRMAK : Turkish Turkish

tartmak eylemini yaptırmak

TARTURA : Turkish Turkish

çıkrıkçı çarkı

TARUMAR : Turkish Turkish

dağınık, karışık, perişan

TARUMAR ETMEK : Turkish Turkish

dağıtmak, karıştırmak, perişan etmek

TARUMAR OLMAK : Turkish Turkish

dağılmak, karışmak, perişan olmak

TARZ : Turkish Turkish

özel oluş ya da davranış biçimi, °üslup

TARZ : Turkish Turkish

ir kimse için özel anlatım biçimi

TARZ : Turkish Turkish

(güzel sanatlarda) biçem, °üslup, °stil

TARZAN : Turkish Turkish

1914'te e. r. burroughs'un yarattığı ve 1929'da harold foster tarafından çizgi romana aktarılan kahraman

TARZİYE : Turkish Turkish

yapılan kötü bir davranış için özür dileme, gönül alma

TARZİYE VERMEK : Turkish Turkish

gönül almaya çalışmak, özür dilemek

TAS : Turkish Turkish

genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.'den yapılmış kap

TAS : Turkish Turkish

ir tasın alacağı miktarda olan

TAŞ : Turkish Turkish

kimyasal ya da fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden tuz ve oksitlerinden alan sert ve katı madde

TAŞ : Turkish Turkish

kimi yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış gereç

TAŞ : Turkish Turkish

yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme

TAŞ : Turkish Turkish

mücevherlerde kullanılan yüksek değerli taş