Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
(BİRİNİN) YÜREĞİNE İŞLEMEK (YA DA YÜREĞE İŞLEMEK) : Turkish Turkish

çok derin acı uyandırmak

(BİRİNİN) YÜREĞİNİ TÜKETMEK : Turkish Turkish

(bir şeyi anlayıncaya kadar) anlatanı çok yormak

(BİRİNİN) YUVASINI YAPMAK : Turkish Turkish

irine gereken ceza ya da yanıtı vermek, hakkından gelmek

(BİRİNİN) YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE (YA DA YÜZÜ SUYUNA) : Turkish Turkish

irinin hatırına değer verildiği için

(BİRİNİN) YÜZÜNE BAĞIRMAK : Turkish Turkish

irine öfke ile saygısızca sözler söylemek

(BİRİNİN) YÜZÜNE KARŞI : Turkish Turkish

ir kimsenin kendi önünde ve ondan çekinmeden

(BİRİNİN) YÜZÜNÜ AĞARTMAK : Turkish Turkish

eğenilir iş yapmak, iş ve davranışlarıyla yakınlarının öğünmesine neden olmak

(BİRİNİN) YÜZÜNÜ GÖZÜNÜ AÇMAK : Turkish Turkish

ir çocuğa ya da gence o zamana kadar bilmediği birtakım cinsel bilgiler vermek

(BİRİNİN) YÜZÜNÜ GÜLDÜRMEK : Turkish Turkish

irini mutlu etmek, birine iyilik etmek

(BİRİNİN) YÜZÜNÜ KIZARTMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin utanmasına neden olmak, birini utanacak duruma düşürmek

(BİRİNİN) ZAYİÇESİNE BAKMAK : Turkish Turkish

ir inanışa göre, yıldızlara bakarak birinin talihini anlamak

(BİRİNİN) ZEBUNU OLMAK : Turkish Turkish

irini çok sevmek, ona aşırı düşkün olmak

(BİRİNİNİN) DİZGİNİNİ ÇEKMEK : Turkish Turkish

irinin aşırı davranışlarına engel olmak

(BİRİSİNİ, BİR) DÜŞÜNCEDİR ALMAK : Turkish Turkish

ir konuda kaygılanarak çözüm yolu bulmaya çalışmak

(BİRİSİNİN) ALEYHİNDE OLMAK : Turkish Turkish

irine karşı olmak

(BİRİSİNİN) ÇALIMINDAN GEÇİLMEMEK : Turkish Turkish

çok kurumlu olmak, çok çalımlı olmak

(BİRİYLE) AŞIK ATMAK : Turkish Turkish

yarışmak, rekabet etmek

(BİRİYLE) GEÇMİŞİ OLMAK : Turkish Turkish

aralarında eskiye dayanan dostluk, arkadaşlık olmak

(BİRİYLE) GEÇMİŞİ OLMAK : Turkish Turkish

onunla aralarında kırgınlığa yol açacak bir durum, olay geçmiş bulunmak

(BİRİYLE) GEÇMİŞİ OLMAK : Turkish Turkish

ir durumun, daha önce geçmiş bir evresi bulunmak

(BİRİYLE) HESABI KESMEK : Turkish Turkish

alışverişi ya da ilgiyi kesmek

(BİRİYLE) KOZUNU PAYLAŞMAK : Turkish Turkish

aralarındaki anlaşmazlığı zora başvurarak çözümlemek, sona erdirmek

(BİRİYLE) LAF ETMEK : Turkish Turkish

konuşmak

(BİRİYLE) LAFA DALMAK : Turkish Turkish

konuşmayı sürdürerek bir işten geri kalmak

(BİRİYLE) MERHABASI OLMAK : Turkish Turkish

esenleşecek kadar tanışıklığı, yakınlığı olmak