Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TATLI SU : Turkish Turkish

acı ya da tuzlu olmayan, içilebilen su

TATLI SU FRENGİ : Turkish Turkish

yakındoğu ülkelerinden olduğu halde avrupalı gibi görünen hıristiyan

TATLI SU KEFALİ : Turkish Turkish

sazangillerden; uzunluğu 80 santimetre, eti kılçıklı bir balık (leuciscus cephalus)

TATLI TATLI : Turkish Turkish

güzel, hoşa gidecek bir biçimde, tatlılıkla, güzel güzel

TATLI YERİNDE BIRAKMAK ( YA DA KESMEK) : Turkish Turkish

ir işi can sıkıcı bir duruma sokmadan sona erdirmek

TATLICA : Turkish Turkish

iraz tatlı, az tatlı

TATLICI : Turkish Turkish

tatlı yapan ya da satan kimse

TATLICI : Turkish Turkish

tatlı satılan yer

TATLICI : Turkish Turkish

tatlıyı seven kimse

TATLICILIK : Turkish Turkish

tatlı yapıp satma işi

TATLILAŞMA : Turkish Turkish

tatlılaşmak eylemi

TATLILAŞMAK : Turkish Turkish

tatlı bir durum almak

TATLILAŞMAK : Turkish Turkish

sevimli, hoşa giden bir durum almak

TATLILAŞTIRMA : Turkish Turkish

tatlılaştırmak eylemi

TATLILAŞTIRMAK : Turkish Turkish

tatlı bir duruma getirmek

TATLILI : Turkish Turkish

tatlısı olan, içinde tatlı bulunan

TATLILIK : Turkish Turkish

tatlı olma durumu

TATLILIK : Turkish Turkish

sevimlilik, hoşluk, şirinlik

TATLILIKLA : Turkish Turkish

tatlı dille, anlayışla, hoşgörü göstererek, iyilikle

TATLIMSI : Turkish Turkish

tatlıyı andıran, az tatlı

TATLISI TUZLUSU DEĞİŞİK : Turkish Turkish

ol ve çok yiyeceğin bulunduğu sofra, yemek

TATLISÜLÜMEN : Turkish Turkish

cıva bileşimlerinden, hekimlikte kullanılan zehirli bir madde, °kalomel

TATMA : Turkish Turkish

tatmak eylemi

TATMAK, -DAR : Turkish Turkish

tat alma duyusu yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak

TATMAK, -DAR : Turkish Turkish

ir şeyden az miktarda yemek ya da içmek