Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TATMAK, -DAR : Turkish Turkish

duymak, hissetmek

TATMAK, -DAR : Turkish Turkish

(bir duruma) uğramış olmak

TATMİN : Turkish Turkish

istenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum; doyurma

TATMİN : Turkish Turkish

doygunluk

TATMİN : Turkish Turkish

cinsel isteklerini giderme

TATMİN ETMEK : Turkish Turkish

karşısındakine güven vererek onu istenilen bir biçimde hoşnut etmek, doyurmak

TATMİN ETMEK : Turkish Turkish

karşısındakinin cinsel isteklerini gidermek

TATMİN OLMAK : Turkish Turkish

istediği bir şeye ulaşarak hoşnut olmak, rahatlamak, doyurulmak

TATMİN OLMAK : Turkish Turkish

cinsel isteklerini gidermek

TATMİNKÂR : Turkish Turkish

tatmin eden, tatmin edici özellikte olan, uygun, doyurucu

TATMİNSİZ : Turkish Turkish

tatmin olmayan, doyumsuz

TATMİNSİZLİK : Turkish Turkish

tatmin olmama durumu

TATSAL : Turkish Turkish

tat alma duyusu ile ilgili, tadıma değgin

TATSIZ : Turkish Turkish

tadı iyi olmayan, lezzetsiz

TATSIZ : Turkish Turkish

hoşa gitmeyen, can sıkan

TATSIZ : Turkish Turkish

sohbeti hoş olmayan ya da geçimsizlik çıkaran (kimse)

TATSIZ TUZSUZ : Turkish Turkish

çok tatsız

TATSIZLAŞMA : Turkish Turkish

tatsızlaşmak eylemi

TATSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

tadı azalmak, kalmamak

TATSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

tatsızlık etmeye ya da tatsız bir durum almaya başlamak

TATSIZLIK : Turkish Turkish

tatsız olma durumu

TATSIZLIK : Turkish Turkish

hoşa gitmeyen, can sıkan davranış ya da durum

TATSIZLIK ÇIKARMAK : Turkish Turkish

hoşa gitmeyen, can sıkıcı, gergin bir duruma neden olmak

TATTIRMA : Turkish Turkish

tattırmak eylemi

TATTIRMAK : Turkish Turkish

tatmak eylemini yaptırmak, tadına baktırmak