Turkish Turkish
TAVASSUT ETMEK : Turkish Turkish
aracılık etmek
TAVASSUT, -TU : Turkish Turkish
aracılık, ara bullma, aracılık etme
TAVATTUN : Turkish Turkish
yerleşme, yurt edinme
TAVATTUN ETMEK : Turkish Turkish
yerleşmek, yurt edinmek
TAVAZZUH : Turkish Turkish
açıklık kazanma, aydınlanma
TAVAZZUH ETMEK : Turkish Turkish
aydınlanmak, belirli duruma gelmek
TAVCI : Turkish Turkish
irini kandırarak, yüze gülerek aldatan (kimse)
TAVCILIK : Turkish Turkish
tavcı olma durumu
TAVERNA : Turkish Turkish
çalgılı meyhane
TAVERNACI : Turkish Turkish
taverna işleten kimse
TAVERNACILIK : Turkish Turkish
taverna işletme işi
TAVHANE : Turkish Turkish
ıçinde bitki yetiştirilen sobalı camlık, limonluk
TAVHANE : Turkish Turkish
yoksulların sığındığı sıcak yer
TAVİK, -KI : Turkish Turkish
alıkoyma, geciktirme, asıntı
TAVINI BULMAK : Turkish Turkish
(iş vb. için) en uygun koşulları yakalamak
TAVIR ALMAK ( YA DA TAKINMAK) : Turkish Turkish
elli bir durum ya da davranış biçimini benimsemek, °vaziyet almak
TAVIR, -VRI : Turkish Turkish
durum, davranış, °vaziyet, °hal
TAVIR, -VRI : Turkish Turkish
üyüklenme, yapma davranış
TAVİZ : Turkish Turkish
ödün, ödünleme
TAVİZ VERMEK : Turkish Turkish
ödün vermek
TAVİZCİ : Turkish Turkish
ödüncü
TAVİZCİLİK : Turkish Turkish
ödüncülük
TAVLA : Turkish Turkish
at ahırı
TAVLA : Turkish Turkish
ölümlere ayrılmış iki yanlı tahta üzerinde on beşerden otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun
TAVLA : Turkish Turkish
u oyunun üzerinde oynandığı, iki iç yüzü bölme desenli, dikdörtgen biçimindeki tahta kutu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani