Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TAVLA ATMAK : Turkish Turkish

tavla oynamak

TAVLACI : Turkish Turkish

at beslenen tavlaya bakan kimse

TAVLACI : Turkish Turkish

çok iyi tavla oynayan, tavla oyununa çok düşkün olan kimse

TAVLACILIK : Turkish Turkish

tavlada (i) at yetiştirme işi

TAVLAMA : Turkish Turkish

tavlamak eylemi

TAVLAMAK : Turkish Turkish

ışlenecek bir nesneye gereken ısıyı ya da nemi sağlamak, tav vermek

TAVLAMAK : Turkish Turkish

yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak

TAVLAMAK : Turkish Turkish

kandırıp elde etmek

TAVLANMA : Turkish Turkish

tavlanmak eylemi

TAVLANMAK : Turkish Turkish

tavlamak eylemi yapılmak

TAVLANMAK : Turkish Turkish

(hayvan) semirmek, beslenmek

TAVLI : Turkish Turkish

tavlanmış, tavı olan

TAVLI : Turkish Turkish

semiz

TAVSAMA : Turkish Turkish

tavsamak eylemi

TAVSAMAK : Turkish Turkish

durum vb. gücünü, hızını kaybetmek, yavaşlamak, gevşemek

TAVŞAN : Turkish Turkish

tavşangillerden, uzunluğu 70 santimetre, eti yenen, hızlı koşan, postundan yararlanılan bir memeli türü (lepus europeus)

TAVŞAN : Turkish Turkish

tahta oymacısı

TAVŞAN ANAHTARI : Turkish Turkish

maymuncuk

TAVŞAN BOKU : Turkish Turkish

ne yararı, ne de zararı olan (kimse)

TAVŞAN DAĞA KÜSMÜŞ DE DAĞIN HABERİ OLMAMIŞ : Turkish Turkish

istenilen etkiyi yapmaktan çok uzak kalan dargınlıklar karşısında söylenir

TAVŞAN UYKUSU : Turkish Turkish

hafif ve kuşkulu uyku

TAVŞAN YÜREKLİ : Turkish Turkish

çok ürkek

TAVŞANA KAÇ, TAZIYA TUT DEMEK : Turkish Turkish

iki tarafı, karşıt olan davalarında kışkırtmak

TAVŞANBIYIĞI, -NI : Turkish Turkish

ir yonca türü

TAVŞANCIL : Turkish Turkish

çoğu tavşan avlamakla beslenen kartal, akbaba gibi yırtıcı kuşlara verilen ad