Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TAY : Turkish Turkish

denk, eşit, eş

TAY : Turkish Turkish

hayvanın bir yanındaki yük

TAY DURMAK : Turkish Turkish

(henüz yürüyemeyen çocuk) iki ayak üzerinde durmak

TAY TAY ! : Turkish Turkish

küçük çocukları ayakta durmaya özendirmek için söylenir

TAY TAY ARABASI : Turkish Turkish

küçük çocukları yürümeye alıştıran dört tekerlekli araç, yürüteç

TAYA : Turkish Turkish

dadı

TAYDAŞ : Turkish Turkish

yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlardan her biri, öğür, °akran

TAYF : Turkish Turkish

görüntü, °hayalet, °ruh

TAYF : Turkish Turkish

ileşik bir ışık demetinin prizmadan geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü, ayrılma, °spektrum

TAYFA : Turkish Turkish

ir gemide bulunan, türlü işlerde çalıştırılan sefer işçileri, °mürettebat

TAYFA : Turkish Turkish

aynı işi yapan topluluk

TAYFA : Turkish Turkish

ir adamın yanında bulunan yardakçılar, koşuntu

TAYFÖLÇER : Turkish Turkish

işın tayflarını incelemeye yarayan aygıt, °spektroskop

TAYFÖLÇÜMÜ : Turkish Turkish

işın tayflarının incelenmesi, °spektroskopi

TAYFUN : Turkish Turkish

üyük okyanus'ta ve çin denizi'nde görülen güçlü tropikal siklon

TAYGELDİ : Turkish Turkish

ıkinci kez evlenen kadının beraberinde götürdüğü çocuk ya da çocuklar

TAYİN : Turkish Turkish

ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma

TAYİN : Turkish Turkish

atama

TAYIN : Turkish Turkish

asker azığı

TAYIN BEDELİ : Turkish Turkish

ir aylık asker azığının karşılığı olan para

TAYİN ETMEK : Turkish Turkish

kararlaştırmak

TAYİN ETMEK : Turkish Turkish

atamak

TAYİN ETMEK : Turkish Turkish

elli etmek, göstermek

TAYİN ETMEK : Turkish Turkish

ayarlamak

TAYİNİ ÇIKMAK ( YA DA TAYİN EDİLMEK) : Turkish Turkish

atanmak