Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TEDARİKTE BULUNMAK : Turkish Turkish

hazırlık yapmak

TEDAVİ : Turkish Turkish

ılaç vb. ile hastalığı iyi etme, sağaltım, sağaltma, otama

TEDAVİ : Turkish Turkish

aklayan bir şeyi düzeltme, iyileştirme

TEDAVİ ETMEK : Turkish Turkish

ilaçla iyileştirmek, sağaltmak, otamak

TEDAVİ ETMEK : Turkish Turkish

düzeltmek

TEDAVÜL : Turkish Turkish

(para ve para yerine geçen hisse senedi, tahvil vb. için) geçerli olma, sürümde bulunma, sürüm, geçerlik

TEDAVÜL : Turkish Turkish

mal ya da paranın elden ele dolaşması, dolanım, °sirkülasyon

TEDAVÜLDE OLMAK : Turkish Turkish

geçerli olmak sürümde bulunmak

TEDAVÜLDEN KALKMAK : Turkish Turkish

(para için) artık kullanılmamak

TEDAVÜLE ÇIKARMAK : Turkish Turkish

parayı kullanıma çıkarmak

TEDBİR : Turkish Turkish

önlem

TEDBİR ALMAK : Turkish Turkish

önlem almak

TEDBİRLİ : Turkish Turkish

önceden hazırlıklı davranan, önlemini zamanında alan, önlemli, °müdebbir

TEDBİRLİ : Turkish Turkish

hazırlıklı bir biçimde, önceden düşünerek

TEDBİRSİZ : Turkish Turkish

önceden hazırlıklı davranmayan, önlemini zamanında almayan, önlemsiz

TEDBİRSİZ : Turkish Turkish

hazırlıksız bir biçimde, önceden düşünmeyerek

TEDBİRSİZCE : Turkish Turkish

tedbirsiz (bir biçimde)

TEDBİRSİZLİK : Turkish Turkish

tedbirsiz olma durumu, ya da tedbirsizce davranış

TEDENNİ : Turkish Turkish

gerileme, düşme

TEDENNİ ETMEK : Turkish Turkish

gerilemek, düşmek

TEDFİN : Turkish Turkish

gömme

TEDHİŞ : Turkish Turkish

korku salma, yıldırma, °terör

TEDHİŞÇİ : Turkish Turkish

siyasal davasını kabul ettirmek için karşı tarafa korku salacak davranışlarda bulunan (kimse), yıldırmacı, °terörist

TEDHİŞÇİLİK : Turkish Turkish

tedhişçi olma durumu

TEDHİŞÇİLİK : Turkish Turkish

siyasal bir amaca ulaşmak için yıldırma eylemlerini düzenli bir biçimde kullanma, °terörizm